Sevgiyle bakmalı insan, sevdiğine ayrı bakmalı. Bakınca, kusuru büyük de olsa güzelliği ile kapatmalı..
Kendi yazdığım bu söz ile başlamak istedim satırlarıma. Yaş aldıkça insanların ne kadar tahammülsüzleştiğini görmek beni öylesine üzüyor ki yazılarımda yer vermek beni bir nebze de olsa rahatlatır umarım. Eskilerin anlattıklarına ve az çok kendi araştırmalarıma dayanarak diyebilirim ki güzelmiş sevmeler. Ne oldu peki o zamanlara? Ne oldu o güzel kalplere, o temiz sevmelere? Artık insanların sözleri can yakıyor, alttan alma, kusurları örtme yerine, daha da büyütüyorlar sorunları. Kalp kırmaktan korkmuyor insanoğlu. Oysa bizim kültürümüzde: “Bir defa kalp kırmak, Kabe’yi yıkmaktan daha kötüdür… Zira Kabe’yi Hz. İbrahim inşa etmiş, gönlü Allah yaratmıştır.” Olduğumuz dönemin iletişime kapalı olmasına mı dayanıyor yoksa insanların kalpleri gerçekten karardı mı? Bu sorunun cevabı hangisi olursa olsun üzücü oluyor, ameller niyetlere göredir, güzel bakan güzel görür. İnsanların doğasında var olan sevgi ve hoşgörünün devamlılığı için gerekli olan en önemli unsurun iletişim olması ve günümüzün iletişim sorunları karşısındaki çaresizliği ne kadar da çıkmaz sokak gibi birbiri ardına bağlı. Belki de her şey biraz daha sevgiyle, biraz daha anlayışla, biraz daha sabırla çözülebilir.
Kalplerinizi bahar bahçe yapacak insanlarla karşılaşmanız dileği ile sağlıcakla kalın.
Suzan Taçyıldız