Doç. Dr. Erhan Çapraz

Gelir bir bir, gider bir bir; kalır Bir…

Gelir bir bir, gider bir bir; kalır Bir…

Türkiye’de maalesef güya pozitivist görünen tamamen seküler bir bilim anlayışı hakim. Muhafazakâr çevreler de büyük ölçüde bunlara uymuş gözüküyor. Lâkin her ne hikmetse üniversitelerimizin dünyada esamisi pek okunmuyor. Ya gerçekten pozitivist ve seküler bir bilim yapılmıyor ya da yapılanlar sadece göz boyamak için yapılıyor.

Halbuki bugün dünyanın en başarılı üniversitelerinden biri kabul edilen Oxford Üniversitesi’nde bile daha 1100’lü yıllardan itibaren Avrupa’daki diğer üniversiteler gibi Katolik kilisesi ve din adamı sınıfı tarafından yönlendirilen bir bilim anlayışı hakim (Oxford’un Başarı Hikayesi – Maarifin Sesi ).Yani adamlar, bilimin de temelini tamamen Töreli atmışlar. Bize gelince de “Efendim, bilim, nesnel, pozitivist; dolayısıyla da tamamen seküler olmalıdır” zokasını yutturmuşlar!

Şimdi ben, “Gelir bir bir, gider bir bir; kalır Bir” töresözünde “Bu ‘bir’den murad nedir?” diye benim pozitivist bilim adamıma sorsam bana hemen “Bir sayısıdır” der. Hâlbuki “bir” sayısının sahibi de “Bir”dir; fakat bunu bilmez! Aslında bilir de işine gelmez; zira pozitivist ve seküler (!) bilim anlayışı bundan büyük zarar görür.

Peki, Katolik kilisesi ve din adamı sınıfı tarafından yönlendirilen Amerika ve Avrupa’daki üniversiteler neyin peşindedir? Bu “Bir”in! Dünya sıralamasına bakılacak olursa çoğunun da buna rahatlıkla vasıl oldukları görülür. Çünkü adamların temeli sağlam ve Töreli. Ne diyelim! Darısı bizim başımıza…

Ne demişler:

“Gelir bir bir, gider bir bir, kalır Bir

Gelen gider, giden gelmez, bu bir sır

Gelirse gelir bir kıl ile eyleme tedbir

Giderse gider eğlemez bir koca zincir”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu