
Efendim, öncelikle sizlere sevgili hocam Prof. Dr. İsmail Görkem Bey’in -soranlara- selamını iletirim. Hocam, en son, beynindeki su toplamasına bağlı olarak bir ay kadar hastanede kaldı. Sağlık durumu Allah’a şükür şimdi çok iyi. Gerçekten beyin kanamasından büyük badireler atlattı. Çok geçmiş olsun sevgili hocama.
Son görüşmemizde hocama, tezgahında ne olduğunu sordum. O da, artık “Eleğini tezgahına astığını” söyledi. Kızı Burcu, her ne kadar, çalışması için kendisine yeni bir bilgisayar aldığını, söylese de hocam, gayet kendinden emin bir şekilde niyetinde kararlı idi. Sadece, bundan sonra, talebesi olarak bizlere yapacağımız çalışmalarda şayet arzu edersek danışmanlık yapmaya devam edeceğini söylüyordu. Nitekim alana dair, her biri kendi başına tamamen özgün bir karakterde on kadar kitap ve yüzlerce makale ve bildirisi ile gerçekten büyük bir iz ve eser bıraktığını hemen hemen herkes gibi kendisi de gayet iyi biliyordu. Elbette sevgili hocamın çok iyi bildiği bir şey daha vardı: Aslında halkiyata yetiştirmiş olduğu üçü profesör, beşi doçent, biri doktor öğretim üyesi olmak üzere hâlâ özgün eserlere imza atan pek çok lisansüstü seviyede talebesi, aynı zamanda onun birer eseri olarak onun adına eser üretmeye devam ediyorlardı.
Şimdi bakıyorum da halkiyatta bazı hocalar, üstelik hocamın hocası yaşında olan/lar güya bilim için il il, hatta ülke ülke gezip türlü toplantılarda arz-ı endam ediyorlar. Anlaşılan yetiştirdikleri talebelere pek güvenmiyorlar. Üstelik bu toplantılara asıl katılması gereken genç ve Töreli akademisyenlerin yerlerini de boşuna işgal edip aslında onların fırsatlarını da âdeta heba ediyorlar.
Devlet size yazıp çizmeniz, toplantılarda çıxışlarda bulunmanız, en önemlisi de yerli ve millî bir yaklaşım ortaya koymanız için tamı tamına 67 yaşına kadar, hemen hemen de 45 yıl hizmet imkânı vermedi mi?
Elbette he zaman ve her yerde baş üzre yeriniz var, ama halkiyatın şimdiki ahvali sizin seksen sene önceki zamanınız gibi değil! Halkiyatta yüzlerce doktora, belki binlerce yüksek lisans talebesi dışarda kadro, açıkçası bir fırsat bekliyor. Ahval-i şerait tam tamına böyle iken sizdeki bu neyin hırsı? Anlamak mümkün değil!
Ben ve Töreli eserlerim biliyorum hoşunuza gitmiyor. Amma velâkin bari bu alanda uzun süre birlikte kalem çaldığınız sevgili hocamdan ders alın…!