Baha Said’i bilen bilir… Türkiye’deki Alevî-Bektaşî zümreleri hakkında yapılan çalışmaların bana göre en değerli araştırmacısı… Zira eser, niteliği bakımından hâlâ en ender derlemelerden birisi…
Baha Said, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde önemli görevlerde bulunmakla birlikte 1910’lu yıllarda Anadolu’ya yaptığı seyahatlerde Alevî-Bektaşî, Ahî ve Nusayrî zümrelerini yakından tanımış ve bunlar hakkında ayrıntılı raporlar hazırlamıştır. Hatta bunları, bizzat katılımlı gözlem ve mülakat tekniklerini uygulayarak kayıt altına alarak yukarıda da vurguladığımız üzere alanında oldukça ‘özgün’ ve ‘ender’ bir çalışmanın da ortaya çıkmasını sağlamış. Baha Said, bununla da sınırlı kalmamış; derlediği bu malzemenin Türkistan’daki kadim Türk kültürüyle de bağlantılarını kurmuş. Dolayısıyla ortaya, millî birlik ve bütünlük açısından oldukça derli toplu töreli bir eser vücuda gelmiş.
Kitabın arka kapağında da vurgulandığı üzere, günümüzde Alevilik-Bektaşîlik üzerine yapılan neşriyatlarda “yalan-yanlış” ve “kasıt” yan yana ilerliyor. İlim âlemi bakımından asıl acı taraf ise özellikle 1928 yılından bugüne kadar yapılan yayınlarda, Baha Said’in bu derlemelerinin pek esâmîsinin okunmaması… Dolayısıyla “bu durumun ihmalden ziyade, kaynağı ve anlamı pek belli olmayan bilinçli bir kasıt sonucu olduğunu düşünmek yanlış olmasa gerektir.”
Kıymetli hocam Prof. Dr. İsmail Görkem Bey’in Baha Said’in konuyla ilgisi makalelerini bir araya getirerek uzunca bir inceleme ile ele aldığı bu kitabı -kim ne yaparsa yapsın- daha nice yıllar alanında bir başucu kaynağı olma niteliğini sürdüreceğe benziyor… İlk baskısı 2000 yılında yapılan eserin Doğu Kütüphanesi’nden şimdi üçüncü baskısının yapılması ise bunu açıkça ortaya koyuyor…
Kitabın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş bu üçüncü baskısının ortaya çıkmasında kitabın editörlüğünü yapan Prof. Dr. Metin Özarslan hocamızın gayret ve titizliği ise her türlü takdir ve teşekkürü hak ediyor.
Sevgili hocamızı eserinin bu yeni baskısından dolayı tebrik ediyor; eserlerinin sağlığında daha nice baskılara vasıl olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.
Sevgili hocam, iyi ki varsınız; iyi ki bizim hocamızsınız. Rabbim size hayırlı uzun ömürler versin inşallah! Ellerinizden öpüyoruz…