Doç. Dr. Erhan ÇaprazTöreli Halkiyat

Türk Folklörünün “Geleneksel Kahraman Kalıbı”: Lord Raglan

Türk Folklörünün “Geleneksel Kahraman Kalıbı”: Lord Raglan

Bizim alanda, yani Türk folklöründe Lord Raglan’ı duymayan yoktur. Zira Ziya Gökalp’tan sonra âdeta Türk folklörünün ikinci kurucusu sayılır…!

Bu zât-ı muhteremin 22 maddeden ibaret bir kahraman kalıbı vardır ki bu kalıp hiç düşünülmeden tartılmadan bizim de kalıbımızın kahramanı oluvermiştir artık. Öyle ya çevir kazı, afedersiniz kuramı yanmasın!

Kahraman kalıbının 22 esası şöyledir:

1. Kahramanın annesi soylu bir bakiredir.

2. Babası bir kraldır ve

3. Baba çoğunlukla kahramanın annesinin yakın bir akrabasıdır, fakat

4. Kahramının anne rahmine düşüş şartları olağan dışıdır ve

5. Kahraman aynı zamanda bir Tanrı’nın oğlu olarak kabul edilir.

6. Çoğunlukla baba tarafından onu öldürme girişiminde bulunulur, fakat

7. Kahraman gizli bir yere gönderilir ve

8. Uzak bir ülkede evlât edinen bir aile tarafından büyütülür.

9. Kahramanın çocukluğu hakkında bize hiçbir şey anlatılmaz, fakat

10. Kahraman yetişkinlik çağındayken, gelecekte kral olacağı yere gider.

11. Kahraman; kral, dev, ejderha veya vahşî bir hayvana karşı kazandığı bir zaferden sonra,

12. Çoğunlukla kendisinin selefinin kızı olan bir prensesle evlenir ve

13. Kral olur.

14. Bir süre herhangi bir olay olmaksızın ülkeyi yönetir ve

15. Kanunlar yazar, fakat

16. Daha sonra kahraman tanrıların veya halkının sevgisini kaybeder ve

17. Tahttan ve şehirden uzaklaştırılır.

18. Kahraman esrarengiz bir şekilde ölümle tanışır.

19. Çoğunlukla bir tepenin üzerinde ölür.

20. Çocuklarından hiçbiri, eğer varsa, onun yerine tahta geçemez.

21. Kahramanın vücudu gömülmez, fakat buna rağmen,

22. Kahramanın gömülü olduğu kabul edilen bir veya daha fazla kutsal mezarı vardır.

Bu esaslara, yakından; amma Törelice bakılacak olunursa adamın aslında “baba-oğul-kutsal ruh”a, yani doğrudan teslise göre bir kahraman inşasına giriştiği görülür. Girişir, diyorum; lâkin Batılı Hıristiyan telakkisine göre teşekkül eden tahkiyede inşa da zaten böyledir. Dolayısıyla yukarıdaki 5. maddeden açıkça anlaşılacağı üzere kahramanın tanrının oğlu olduğunu sadece körler gör/e/mez!

Bu zâtın, bir de ulaştığı, sözel belleğin tarih söylemi içinde 150-200 yıldan daha önceye dair bilgi veremeyeceği fikri vardır ki bizde bir fikri olmayanların, daha doğru bir ifadeyle bu gibi fikir adamları sayesinde fikir sahibi olup sorunları çözmeye çalışanların âdeta bir iltica makamına dönüşmüştür. Allah affetsin, ben de bu fikri kullanmıştım; ama ne zaman? Yüksek lisans yaparken/e… Yani yüksektekilerin böyle bir fikre ve mazerete sığınmalarına hîç gerek yok! Yerli ve millî bir kuram için önleri ve dahi kapıları sonuna kadar açık; lâkin cepleri ve mürid halkalarını kısaltmak kaydıyla!

Şayet bu adam bir Müslüman olsa idi, gerçekten sizin sorunlarınızı da şimdiye kadar çoktan çözmüş idi. Nasıl mı? Bizim “Bedriddin ile Zöhra” adlı çalışmamızı hazırlarken keşfettiğimiz “Hakikat Alanı Merkezli İnceleme Metodu”muza (HAMİM) göre…

Doğu’da kurmacanın remizli dili, gerçek ve hakikati, bırakın 150-200 yıl, Kıyamet’e değğin taşımak ve dahi yaşatmakla mükelleftir.

Elbette bunu Töreli olmayanlar, bilebilemez!

Efendim, Töre ile kalın; Töreli Türk Edebiyâtı ile kalın; amman ha, “kalın” kalmayın!

20

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu