
KEÇİ GÜDEN EMMİ (Hikâye)
Hiç unutmam akşam üzeri dağlarda dolaşırken uzaktan keçileri gördüm, keçilerin yayıldığı yere doğru yol alıp yakından keçileri izlemek, sevmek istedim.
İnadım olmasa da keçilerle benzerliğimiz yok değil.
Şimdi sadece dağlarla hemhâl olmamızdan mülhem keçilerle benzerliğimiz. Çocukken daha fazla idi.
Keçilerin bile tok iken çıkmaya cesaret edemediği dallara çıkar daldan dala geçer çıktığımız ağaçtan değil başka ağaçlardan inerdik yere.
”Çıktım erik dalına anda yedim üzümü” dizelerini seksen 4 sene sonra değil çocukken idrak edenlerdendik övünmek gibi olmasın.
Keçilerden açılınca konu erik dalında üzüm yemeye kadar geldi.
Tam da üzüm mevsiminde.
Göğ domates topla guzum balkonda gızarır sözüne aşinaydım da anamın olmamış üzümü sepete koyup vermesine bir bahane bekliyordum bulamadım. En son ekşili ekşili iyi olur yavrum demesine gülmüştüm. İllâ bi’şey verecek ya köyden gelirken anam…
Konu dağıldı ama toplayacak gibiyim kafamı toplarsam.
Keçilerin neden çayırlarda değil de dallarda yayıldığını bilen varsa beri gelsin.
Hem de dikenli dallarda yaprak yemeye bayılıyorlar.
Kayserili olsalar derdim, çayırlar zaten bizim daldakiler kurumadan onları yiyelim mi diyorlardır nedir…
Keçileri izlemeye giderken uzaktan bir emmi beni gördü biraz aceleci yürüyerek geliyor, el kaldırdım selâm verdim.
Keçilere zarar vereceğimi düşünmesin diyerek.
Bilirsiniz, ıssız yerlerde selâm vermek ”Benden sana kötülük gelmez” demektir.
Emmi yaklaştı tokalaştık belli ki gün görmüş biri hemen yakınlık hissettim, keçilerle ilgileniyor olmam onu sevindirdi.
Tanıştık.
Yanımda yakînen tanıdığım birinin oğlu da var.
Diyor ki ”Böyle birkaç tane keçisi oğlağı olan çocuklar onlarla ilgilenir asla telefona falan bakmaz.”
Emmi bunu duyar duymaz dönüp bana dedi ki…
Hemen bir konteyner al, bir sürü yerimiz var oraya koy, keçi de vereyim sana, her haftasonu gelirsiniz.
Bir de keçi sütünün faydalarını anlattı.
Altı çocuğum vardı en küçüğü çok cılız idi, bir tanıdıktan keçi davarı aldım, onun sütüyle o çocuk beslendi, şuan ailemizin en uzun boylusu o dedi. Bunu da beni ikna etmek için anlatıyor. İnceliğe bakar mısınız?
Teklif öyle güzel ki… Hatta emmi ile karşılaşmadan önce demiştim ‘imkanım olacak da şuraya küçük bir ev, birkaç keçi”
Emmim içimi okumuş gibi…
Dedim sağolasın Allah razı olsun emmim.
İsimlerimiz de aynıymış.
Akşam akşam öyle mutlu etti ki…
Kardeşin kardeşe yapmayacağı teklifi ömrümde ilk defa gördüğüm ve beni hiç tanımayan bir adam yapıyor.
İşin tuhafı öyle mahcup bir yüz ifadesi var ki…
Hayran kaldım resmen. İlk fırsatta gidip bir çayını içmek istiyorum.
Ha bu arada, çocuklar niye telefona bakıyorlar sorusunun cevabı da var bu hikayede, onu ıskalamayın lütfen.
Kanepeye yayıla yayıla telefonu elden düşürmez çocuklara başka bir seçenek bırakmazsanız çocuklar tabi ki telefonla haşır neşir olmak zorunda kalacaklar. Alsanız birkaç keçi… Şaka şaka herkesin keçi alması mümkün değil de, çocukları oyalaması onlarla ilgilenmesi mümkün.
Kıssadan hisse: Ne hissesi bekliyorsun kıssanın tamamı hisse…
M’S