Nurmelek ÇelikTöreli Yazılar

Dervişle Hasbihal

Nurmelek Çelik

Dervişle Hasbihal
Nasip, nasip, nasip diyerek uzun uzun içine çeker oldu.
Her iç çekiş bir hayat, bir umut, bir huzurdu.
Her zorluğa karşı savaşmış, direnmiş, kazanmış gibiydi.
Sakalları gür, göğsüne kadar uzanmış, her bir sakalının teli hayatı temsil eder miydi?
Edermiş, ediyormuş, etmiş de.
Sonra elleri, hayatımızın ellerinde olduğu o masum ama hayat dolu eller.
Belki en anlamlısı da ellerinin her bir çizgisiydi.
Kesik kesik eller, beni farklı diyarlara, farklı hayatlara, belki de kaç yıl öncesine götürür oldu.
Kendimi tarlalarda, bağlarda, bahçelerde bulur oldum.
Bazen yeşilliklerle dolu ormanlarda, bazen yaz sıcağında buğday harmanlarken buldum.
Bazen ağlarken, bazen de kahkahalarla dolu divanlarda bulur oldum.
Sonra yüzüne baktım, baktım, ve yine baktım.
Uzun uzun adeta hayranlıkla baktım.
Yüzü ve yüzündeki her bir çizgi bir insan, bir hayat, bir geçmiş ama bin acı, bin sevinç, bin hüzün ve binlerce duyguyu beraberinde gözler önüne serer miydi?
Serermiş, seriyormuş, sermiş de.
En can alıcı noktasında neydi biliyor musun, arkadaş?
İnanıyordu, hem de nasıl inanıyordu, adeta hayranlıkla izlerken buldum kendimi.
Ardından “evlat” dedi. “Ahhh evlat! Nasipten öte yol yoktur. Değil yıldız, gökyüzü de kaysa; nasibinde yoksa nafile.”

Nurmelek Çelik

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu