
Futbolun Geldiği Nokta
Ahmet TÜRKAN
Tüm dünyada seküler yani laik anlayış din kavramını öteleyince futbol din olarak insanların gönlüne yerleşti. Futbol da diğer sporlar gibi spor olarak kalmalıydı ama öyle olmadı.
Futbol kavramları dini kavramlara benzer nitelik kazandı.
Futbol takımları için camia, futbol sahaları için mabet denildi. Mabet, ibadet edilen yerdi, halbuki. Bilinçaltına zerk edilen bu kavramlar futbolu din yerine koydu.
Maçlarda yapılan seremonilere baktığında dinin motiflerden izler görürsünüz.
Sahaya adım atan futbolcuların yaptığı hareketler olaya manevi etki katıyor. Elbette her işin hayr olmasını isterken besmele çekilmeli, dualar edilmeli, lakin tavırlar dini olmaktan çıkıp futbol ritüeline dönüşmüş durumda.
Sahalarda seyircilere tarikat zikirlerine benzer formda zikirler yaptırılıyor. Hem de tarikat şeyhi misal takımların görevlileri yani amigoları eşlidiğinde yapılan tezahüratlar tamamen dini motiflere benziyor.
Sürekli aynı zikirleri çekiyorlar. Bu toplumları etkiliyor. Saha dışında da aynı zikirler okunmaya devam ediliyor.
Özellikler Avrupa kupaları ya da dünya kupaları olarak tanımlanan dörder yılda bir yapılan büyük turnuvalar tamamen toplumları kendi dünyasına bağlıyor.
Memleketimizde insanlar birbirlerine ilk önce hangi takımı tutuyorsun diye soruyorlar. Sen Müslüman mısın ya da başka bir dinde misin sorularının önüne geçiyor.
Taraftar kimliği taşıyan insanlar kendi ebeveynlerinden ya da soyağacında bulunan geçmişlerinden daha çok futbolcuların kimliklerinin öğreniyorlar. Tarihi kişilerden daha önemli yer tutuyor insanların belleğinde.
Maçlarda yaşanan bir olay, haksızlık veya farklı bir durum günlerce konuşuluyor. Takımların aldığı skorlar günlerce, aylarca hatta yıllarca konuşuluyor. Sürekli tekrarlarla insanların hafızalarına kazınıyor.
Kendisinin spor yorumcusu olarak nitelendiren kişiler sporcuların hareketlerini, hakemin tavırlarını ya da skoru günlerce yorumlayarak seyircilerin kafalarına kazıyorlar.
Halbuki tüm sporlar spor olarak kalmalı. Bir etkinlikten öteye geçmemeli.
Ama futbolda dönen paralar o kadar üst düzeyde ki insanların kesinlikle dikkatini çekiyor.
Birileri keselerinin doldururken taraftar olarak kategorize edilen insanlar olayın heyecanını ve gailesinin yaşamakla kalıyorlar. En sevdikleri sporcu üç kuruş fazla alacak diye başka takıma transfer olunca takımı sattı ya da başka hakaretlere maruz kalsa da profesyonellik kılıfı ile her gittiği yerde hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederken para kaynakları sadece içine düştükleri garabetin sancısıyla yeni gelenleri konuşmaktan öteye geçemiyorlar. Futbol üzerine oynanan kumar ise başlı başına bir problem.
Futbol toplumları domine eden bir sistem. Ne zaman toplumsal olaylar olsa futbol üzerinden değişik argümanlar piyasaya sürülüyor.
Türkiye’de 1960 darbecilerinin darbeden hemen sonra futbol turnuvaları düzenlediğini, halkın nabzını o tarafa döndürerek insanların gazını aldığı hala hatıralardadır.
Ne diyelim belki bir gün futbol sadece spor olarak kalır. Fair play denilen sisteme geçilir.
Vesselam.
Ahmet Türkan