Batı’nın hümanist anlayışının yüceliğinden olsa gerek son zamanlarda bizde, özellikle de akademide yaygın bir “evrensel” masalı peyda oldu. Yani her şeyi “evrensel”e bağlamak bir moda halinde kapış kapış gidiyor. Elbette kapitalist Batı’nın evren selinin karşısında durabilmek herkesin kârı değildir…
Lisanımızda sıfat olarak kullanılan evrenselin (< evren+sel), Kubbealtı Lugatı’na göre Fransızca “universel” kelimesine benzetilerek yapıldığı düşünülmektedir. (yeni.) Dünya çapında, türedi bir kıymet gayesine mâtuf olduğu anlaşılan kelimenin bizdeki aslî karşılıklıları “cihanşümul” ve “âlemşümul” ise tamamen töreli bir esasa maliktir. Bu yüzden rahmetli büyük mütefekkir Ahmet Kabaklı’nın türedi muhatabına, “Evrensel, hangi Türkçe kökten üretilmiştir, sakın üniversal’dan olmasın? Çünkü ikisinin de anlamı aynı kapıya çıkıyor da…” diye sorması boşuna değildir yani!
Batı’nın evren seline bizde karşılık gelen kelimeler, Fars. cihān veya Ar. ‘ālem’in Ar. şumūl ile izdivacından doğar. Aslında kelimenin yine bir sıfat olarak “‘ālem” harf-i târif el- ve şumūl “kaplamak, içine almak” ile bir “‘ālem-şumūl”e dönüşmüş olması, yani kısacası hakikat alanı içerisinde tüm âlemleri de şâmil bir kıymete dönüşmesi töreli dairede artık bir evren”sel”i eksik ve geçersiz kılar. Bu hakikattan uzak ve eksik bir değer, bize ait aşkın veya içkin kıymetleri asla ihsas edemez…!
Şimdi, “Neden maddemle bu kadar meşgulsün, ne ben ne de senin sanatım dediğin şey zannettiğin kadar mühim değildir, elinden gelirse senin de benim de içimizden konuşan sırra, âlemşümul sevgiye yüksel” diyen Ahmet H. Tanpınar’ın ve “Bir dilin imparatorluk dili olması (…) o dile zengin ve üstün sesler kazandırır, o milletin dil mûsikîsi de âlemşümul bir mûsikî üstünlüğüne yükselir” diyen Nihad S. Banarlı’nın bu tespitlerindeki “âlemşümul”un yerine bir de “evrensel” kelimesi koyun bakalım, nasıl oluyor? Elbette, bu hakikattan mahrum olanlar içün ha Nişantaşı ha Beşiktaş! Lâkin bu durumda ise ihsas ettiğiniz husus hakikat olduğuçün hakikatın yerinde yeller eser! Bizden söylemesi…
Efendim ey meded!
Lutfi Baba’m soylamış, görelim cânım ne soylamış:
bir evrensel masalı uydurdunuz
batı’nın evrenselin duydurdunuz
Lutfi Baba’m hakkıçün söylese de
herkesin elin yüzün yuydurdunuz…