Suzan TaçyıldızTöreli HikâyelerTöreli Yazılar

Her gecenin bir sabahı var mıdır?

Suzan Taçyıldız

“Her Gecenin Bir Sabah Var mıdır?”

Her gecenin bir sabahı olduğu gibi, o gecenin de sabahına uyandı 14 yaşındaki Miraç. Kafasını kaldırıp odanın içinde hüzünlü gözlerini gezdirdi. Avucunda gözünün yaşını silmekten buruş buruş olan peçeteyi gördü. Dün gece yaşadığı olayların üstüne sabah olmayacak gibi hissediyordu, ama yine uyanmıştı. Düşündüğü gibi de değilmiş.

“Öldürmeyen acı güçlendirir” diyerek bir hışımla yattığı yerden fırladı, ayağa kalktı, salona gitti. Annesini koltukta uzanmış buldu; uyandırmaya kıyamadı Miraç.

Sürpriz yapmak istedi; annesi mutlu olsun diye kahvaltı hazırlayacaktı. Mutfağa attı kendini, annesinin mis kokulu önlüğünü bu sefer o giymişti. Ellerini güzelce yıkadıktan sonra dolaptan 3 yumurta çıkartıp haşlamak için küçük tencereye koyup üstüne su ekledi ve ocağın altını açtı. Onlar haşlanırken Miraç, dolaptan diğer kahvaltılıkları da çıkarttı.

Masayı güzelce hazırlayıp bardaklara çayı koymadan evde ekmek olmadığını fark etti. Annesine uzaktan baktı; hala uyuyordu. Ne de güzel uyuyordu, kıyamazdı da zaten uyandırmaya…

Miraç, annesinin çantasından 50 lira alıp marketin yoluna düştü. Fırına girdi, 3 ekmek aldı ve geri eve yürümeye başladı. Yolda yürürken mahallesindeki küçük çiçekçiyi gördü; Şükran ablanındı burası. Miraç, Şükran ablasını çok da severdi. İçeri girdi, annesine bir demet karanfil aldı.

Miraç, eve doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Çiçekler, annesini daha da mutlu edecekti. Kapıya geldi, anahtarını cebinden çıkardı ve kapıyı açtı. İçeri girdi. Karanfilleri, hazırladığı masadaki annesinin sandalyesinin yanına koydu. Çayları da hazırladıktan sonra her şey tamamdı.

Annesinin yanına gitti, üstünde ince bir battaniye vardı. Battaniyeyi kaldırmadan, annesinin elini tuttu. Elleri buz gibi olmuştu; battaniye ince ya, ondadır dedi Miraç.

“Anne” diye seslendi, kısık bir sesle saçlarını okşadı, yanağını öptü; neden üşümüşsün annem dedi Miraç.

“Kalk hadi, kahvaltı hazırladım sana. Çiçek de aldım, biliyor musun?” dedi bu sefer daha yüksek sesle. Annesinin elini bıraktı, yüzünü sardı iki eliyle. Bıraktığı eli koltuktan aşağıya doğru sarktı. Miraç, “Anne” dedi sesli bir şekilde; bir damla göz yaşı süzüldü annesinin kapalı gözlerinden. Miraç, feryat figan bağırıyordu. Miraç, inanmak istemiyordu; anlamak istemiyordu; ama annesi artık ölmüştü. Babasıyla olan tartışmasının gecesi, Miraç’ın annesi artık dayanamamıştı. Hani her gecenin bir sabahı vardı? O gece, bir daha sabah olmadı Miraç için.

Suzan Taçyıldız

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu