Aygül Yıldırım UzunTöreli Yazılar

Arayışlar İçerisinde Kaybolmak

Aygül Yıldırım Uzun

Yaşamı boyunca hep bir arayış halinde değil midir? Huzuru arar, mutluluğun peşinden koşturur, başarının müptelasıdır, hırslarının esiri olur, oradan oraya savrulur da kaybolduğunu bilmez. Bir yerde okumuştum: Neyin esiriysen osun sen yazıyordu. Peki, hiç esaret altında hissediyor muyuz kendimizi? Sanmıyorum… Öyle olsa idi şayet çoğumuz zincirlerimizden azat olurduk. Aslında bizlerinki canı gönülden bir mahkûmiyet! Ömrün dün, bugün ve meçhul bir yarından ibaret olduğunu  ve koştur koştur bu yarışımızın finalinde ölümün beklediğini bile bile! Ne çok hevesliyiz sınavdan kalmaya.

Dünün eyvahları bugüne kâr etmiyor da yarının efsunlu hayalleriyle rüyalara dalmaktan hiçte geri durmuyoruz. Yarın var mı bilmezken, sabaha uyanacak mıyız, o da Allahualem. Ama insanın hayalleri de olmasa çok da yaşanılası değil ya bu hayat, dediğinizi duyar gibiyim. Hani meşhur bir söz vardır: İnsanı yaşatan hayaller, öldürense gerçeklerdir. Öyle maalesef ki! Ne hayal kurmaktan vazgeçmeli ne de gerçeklerin acı şerbetini tükürmeli. Yudum yudum, hazmederek içmesini bilmeli. Bilmeli ki her tökezlediğinde ilki kadar acı verip yakmamalı genzini. Bağışıklık kazanır ya bedenimiz, aynı hastalık mikrobu vücuda girdiği vakit.  Tam teçhizatlı olarak kuşandığı silahlarıyla karşılar bu sefer ve savunmadan hücuma kalkarak savaşır. Öğrenmiştir artık, savunmayı da savaşmayı da…

Yaşam iniş çıkışlarla dolu. Ve gelip geçerken ıskaladığımız şeylerin çoğu zaman farkına dahi varamıyoruz. Arada depara kalkarak yahut da tökezleyerek ve belki de yakınındakinin çelmesiyle yüzüstü yere kapaklanarak sürdürüyoruz hayat denen bu koşuyu.

Hiç dikkat ettiniz mi, tökezleyince veya düşünce daha çok anıyor daha bir sıkı sarılıyoruz Rabbimize. Tut elimden kaldır beni diye yakarıyoruz.  Her şey yolunda iken çok da hatırımıza gelmiyor sanki, böylesi bir  acziyetle dua etmek. Şükrümüz mü biraz azaldı ne? Acaba ondan mıdır; gözyaşlarıyla yaptığımız dualarımızın hep bir müşküle sıkışınca yahut da arzuladıklarımızın gerçekleşmesi talebiyle ettiğimiz yakarışlar olması?  Marifet bizde değil, biliriz de yine de emanetin Sahibini yeteri kadar anmayı beceremeyiz nedense. Bir meramım varken yaptığım dualarımdaki manevi enerjiyi, emelime ulaştıktan sonraki dualarımda hissedemiyor oluşum, utancımdan başımı önüme düşürüyor. Ar ediyor olmam masum kılar mı bilemem. Ama şunu biliyorum, Ondan başka gidecek kapım da yok! Yaramazlık yapan masum küçük bir çocuk gibi, yine sığınılacak en güvenli limanımdır, demir atmaya hiç bir zaman çekinmeyeceğim.

Uzun secdelerde kavuşur ve sükun eder beden, gönül dile geldiği vakit.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu