Doç. Dr. Erhan Çapraz
1979’da Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini doğduğu ilde tamamladı. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi (2001). Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Türk Halk Edebiyâtı” alanında “Fahri Bilge Defterlerindeki Kayseri ve Yöresi Halk Şâirleri (İnceleme-Metîn)” adlı teziyle yüksek lisans programını (2005); “Sosyo-Kültürel Bağlamda Kayserili Rûzî (İnceleme-Tenkîdli Metîn)” adlı teziyle de doktorasını tamamladı (2015). Bartın Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyâtı Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı (2014). Daha sonra Nevşehir Üniversitesi Fen-Edebiyât Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü’ne atandı (2016). Bir süre Erciyes Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Türk Dili ve Edebiyâtı Bölümü’nde görev yaptı (2019-2021). 6 Ağustos 2021’den beri atandığı Bolu Abant İzzet Baysal Fen-Edebiyât Fakültesi Türk Dili ve Edebiyâtı Bölümü’nde görevine devâm etmektedir.Eserleri: Fahri Bilge Defterleri/Kayseri ve Yöresi Halk Şâirleri (2014), Kayseri Türküleri ve Oyun Havaları (Erol Aksoy ile, 2019), Âşık Rûzî ve Şiiri (2020), Karacaoğlan (2020), Pir Sultan Abdal (2021), Bedriddin ile Zöhra Hikâyesi (2021). Ayrıca kendi alanıyla ilgili hazırladığı pek çok makale, bildiri ve ansiklopedi maddesi vardır.
-
Hilkatını anla; hakikata ram ol!
Efendim, hilkat ile hakikat arasında ince, fakat çok güçlü bir bağ mevcûttur. Türedi olanların bu bağı görmeleri ise maalesef mümkün…
Devamını Oku » -
“Sâkin-i suffe-i kemâl olalım…”
Herhalde “sofa” kelimesini duymayanımız yoktur. Sofa, “evlerde oda kapılarının açıldığı ve eskiden ev halkının birlikte oturduğu, yemek yediği genişçe yer,…
Devamını Oku » -
Mesele, türedi değil, töreli olmak…
Dostlarımız bize, “Töreli değilse peki nedir?” diye soruyorlar. Uzatmadan, hemen cevap verelim: Türedi! Peki, “türedi” ne demek? “Nasıl ortaya çıktığı,…
Devamını Oku » -
Bir evrensel masalı…
Batı’nın hümanist anlayışının yüceliğinden olsa gerek son zamanlarda bizde, özellikle de akademide yaygın bir “evrensel” masalı peyda oldu. Yani her…
Devamını Oku » -
Hakîkat ehlinin nişânı yoktur!
Hakîkatı bilmek veya hakîkata ermek, hele hele bu devirde her nefsin yegâne murâdıdır hiç şüphesiz. Zira bu durum hakîkatın temel…
Devamını Oku » -
Gerçek erler kelâmı gerçektir!
Eski Türkçede sıfat olarak “doğruluk” mânâsına gelen “kirtü” kökünden “türe”yen gerçek kelimesi, “çe” ve “ok” ile kaynaşarak (kirtü+çe+ok > kirtüçek…
Devamını Oku » -
Truthun postulatındaki hakikat…
Son dönemlerde “truth” ve “post-truth” şeklindeki kavramların dilimizde “gerçek” ve “hakikat”a denk bir kabul ve kullanım alanı kazandığı hepimizin malûmudur.…
Devamını Oku » -
Ganire Pashayeva’ya rahmetle…
Ganire Pashayeva… -Rahmetle…- asena bakışlı cesur Türk’e âşık daim vakur bağışlasın seni Gafûr Ganire Pashayeva’mız Türk’ün dünyasına hekim millî meclislere…
Devamını Oku » -
“Lâ gâlibe illallâh”
Herkesin gâliplik tasladığı bir ortamda maalesef gâlibe verilen değer de ortadır. Yani sadece orta değerde bir gâlip söz konusudur. Hâlbuki…
Devamını Oku » -
Derd-i derûn içre görün kim neler neler var!
Farsçadan dilimize geçen derd (ﺩﺭﺩ), Fenâyî’nin “Derde düşendir bilenler ehl-i derdin hâlini / Gör nice âkılleri Mecnûn eder Leylâ-yı aşk”…
Devamını Oku »