Doç. Dr. Abdülkadir DağlarTöreli Yazılar

VÂRİDÂTTIR GELENLER

Vâridâttır Gelenler

Hayâl âleminde yaşatırmışım hakîkatı, hayâli hakîkat gibi anlatırmışım…

Hâlâ sorar dururum fikrime, hayâlcilikle yalancılık arasında ne fark var…

İşittiklerim hayâl midir, yalan mı… “Kulakların buğulanırsa seslerden, sözlerden; onlar, hayâldir…” deyiverdim işte… Seni hakîkata taşıyan şeyler hayâldir… Hakîkat yolunda seni sırtlanma zahmetine katlanmayanlar, yalandır…

“Hayâl, hakîkatın köprüsüdür” deyiverdim işte, hem de tek nefeste…

Gözlerindeki perdeyi kaldırırsa ânîden; hayâldir gördüklerin… Kokuları dimâğına ulaşırsa gömleklerin; hayâldir gördüklerin… Sana hakîkatı taşımayanlar yalandır… Getirirler götürürler, hayâldir hepsi… Seni ölümden alıkoyanlar yalan…

Hakîkat anadan emenler hayâldir; hakîkat sütünü reddedenler yalan… Hayâldir hakîkatın hakkını bilenler; aslından yüz çevirenler yalan…

Dalıp dalıp kalıyorum, hakîkata dalıyorum… “Hayâl, hakîkata meyyâldir” deyiverdim işte, hayâl meyâl fikirlerin altında… Talancıdır yalan; yol keser, kol keser; o yol ki hakîkata doğrudur, o kol ki hakîkata yol açar…

Ve sonra…

Dalıyorum içime, kendi gözlerimin bile çok uzağında, tenhâdayım tek ü tenhâ…

Var mıyım, yok muyum, aynanın neresindeyim..? Ayna, varlığımı mı gösteriyor, yokluğumu mu..? Ayna, gösterir mi, yoksa gizler mi; ihyâ mı eder, imhâ mı..? Yoksa ayna, varlığı gizleyip de yokluğu mu gösterir..?

Ya aynanın hükmü… Ayna, var mıdır, yok mudur..? Hikmeti nedir aynanın; hem yokluğun varlığını yansıtıp hem de varlığın yokluğunu mu gösterir..? Yoksa ayna, yokluğun gözü müdür..?

Aynadır o; bize bizi anlatan, bize kendilik şuûrumuzu bahşeden her ne varsa… Fânî hayâlimizden bâkî hakîkatımıza geçmekte olduğumuzu idrâk ettiren iki gözlü köprüdür, ayna… Cân gözüyle oluşumuzun, ten gözüyle de bozuluşumuzun mâcerâsını gören; cân diliyle oluşumuzun, ten diliyle de bozuluşumuzun hikâyesini nakleden bir şâirdir, ayna…

Aynadır, mazmûnunu gizleyen mazmûn; aynadır, mazmûnunu yansıtan murâd; aynadır, murâdını gösteren mânâ; aynadır mânâsını söyleyen lafız… Ve aynadır, mazmûnunu gizleyen şiir… Ve aynadır, şiirini söyleyen şâir…

Sonra daha sonra… Soruyorum sorguluyorum…

Aşk, nedir ya, hayâl midir rüyâ mı..? Yoksa aşk, bir rüyânın hayâli yâhut bir hayâlin rüyâsı mı..?

“Aşk görmek” ne kadar başkadır rüyâ görmekten, hele “aşk kurmak” ne kadar farklıdır hayâl kurmaktan..? Türküde söylendiği gibi, aşk, bilmeyene hayâl rüyâ mı gelir..? Âşıkın yanık dilindeki gibi, aşk, bir rüyâ mıdır her görenin kendisine yorduğu, bir hayâl midir her kuranın kendisine sorduğu..? Yâhut şâirin şuûrundaki gibi, aşk mı imiş hayâl rüyâ ne varsa âlemde..? Aşk, kurulan hayâl, görülen rüyâ mıdır, anlatılamayan yorulamayan yorumlanamayan ve her seferinde unutulan..?

Aşk, düşen bir şey midir..? “Başına aşk düşmesi” gibi, başına aşkın düştüğü kısmetli tâlihli devletli olmak bu mudur..? Aşk, gökten düşen üç elma mıdır, yoksa hiç düşmeyip de düşmesi beklenen dördüncü elma mı..?

“Aşka düşmek” denir ya… Yoksa düşülen bir şey midir, aşk..? Aşk, peşine düşülen bir cevher, yoluna düşülen bir sultân mıdır..? Peşine düşülen bir hayâl, yoluna düşülen bir rüyâ mıdır, aşk..?

Veyâhut aşk, çıkılan bir şey midir, hep kendisine çıkılması istenen, hep kendisine yükselinmesi beklenen..?

Aşk, hayâl âleminden indirilemeyen göz müdür..? Aşk, rüyâ âleminden düşürülemeyen töz müdür..? Aşk, şuûr âleminden devşirilemeyen söz müdür..? Aşk, aşk âleminden sızdırılamayan öz müdür..?

“Aşka gelen başka gelir” mi, “aşka gelen başka gider” mi?

Sahîhen… Aşk, hangisidir yâhut nedir..?

Aşk, hakîkat aynasının tâ kendisidir… Aşktır o ayna; kendini gizler, kendini sever, kendini özler, kendini söyler… Evet, aşktır o ayna ki yalnızca kendisini gösterir ve sâdece kendisine baktırır…

Abdülkadir Dağlar (Cibâlî)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu