Bir önceki yazıda, bilginin aşırı yüklenmesi sonucu, herhangi bir özerklikten uzak, kendi başına fikir ortaya koyabilme yeteneğinden yoksun ancak her konuda çokça bilgi kırıntısına sahip olan insan zihninin (iğfal edilmiş zihin!), “İnfobez” olduğu değerlendirilmişti. Bu yazının konusunu ise “İnfodemi” oluşturmaktadır.
“İngilizce” -başka herhangi bir dilde mümkün müdür bilmiyorum, onu dilbilimciler değerlendirsin- kolayca yeni kelimeler üretebilme yeteneği yüksek olan bir dil. Yeni bir kelime/kavram üretecek olduğunda bunu zorlanmadan kelimeleri uygun yerlerinden bölerek, ardından yarımları birleştirerek gerçekleştiriyor. (Yoksa buna emperyalist, sömürgeci bakış açısını dil sahasında da sürdürüyor demek mi yerinde olacaktır!). “İnfodemi” de bu türden bileşik bir kelime. Türkçeye bilgi olarak çevirdiğimiz “İnformation” ile Covid 19 döneminde her birimizin, unutamayacağımız şekilde öğrendiği “P(l)andemi” kelimelerinin bileşiminden ortaya çıktığı görülmektedir.
***
İnfodemi ile ilk defa tanıştığımız Covid 19 Pandemisi döneminde, bilginin, hızlı ve kontrol edilemez şekilde üretildiği ve dağıldığına şahit olduk. Bu kadar, hızlı ve önlemez/viral biçimde dağılıyor olmasının nasıl bir faydası olacağı konusunda sorular akla gelmişti. Bu esnada Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Sekreteri tarafından Münih Güvenlik Konferansı’nda ifade edilen “sadece pandemi ile değil infodemi ile de mücadele ediyoruz” çıkışı meselenin anlaşılması konusunda dikkat çekicidir.
Benzer biçimde “Asrın Felaketi adıyla zihinlerimize kazıdığımız, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında da bilginin, amaçsız, kontrolsüz, olabildiğince hızlı ve denetimsiz biçimde dolaşıma girdiğini/sokulduğunu gözlemledik. Bunun sonucu olarak, kaynakların yanlış sevkiyatı, devlete olan güvenin zayıflatılması çabaları, halkta kin ve düşmanlık oluşturabilecek ayrılıkların yaşanması, gücün bölünmesi gibi sıralanabilecek pek çok olumsuzluğun yaşandığına da şahit olduk.
***
Böyle bir dolaşımın, aşırı yüklemeden dolayı hareket edemez, akledemez, fikrini güçlendiremez, “İnfobez” zihnin oluşmasından başka ne işe yaradığının düşünülmesi önem taşımaktadır. Böyle bir bilgi pandemisinin, sosyal medyanın doğuştan viral yapısı ile son derece yakın bir ilişkisi olduğu şüphe götürmemektedir. Bir değer deyişle, sosyal medyanın denetimden/teyitten uzak ve hemen/anında/çabuk/hızlı içerik üretmeye olanak veren yapısı nedeniyle infodeminin, isminin hakkını vererek çabucak yayılabildiği ve öyle çok da hayra hizmet etmeyen bir görüntü çizdiği anlaşılabilmektedir.
***
Bu durum, “zihinlerin yeni efendileri” bilgi dağıtıcılarının bu sayede manipülasyona açık bir birey algısı oluşturabilecekleri fikrini de akıllara getirmektedir. Zira günümüzde bilhassa sosyal medya ile oluşturulan algoritmalar ile bunun işten bile olmadığı savunulabilir. 2023 yılının dünyada seçim yılı olması ile yukarıda ana hatları çizilmeye çalışılan konu birlikte düşünüldüğünde, yeniden ve yeniden düşünülmesi gereken konularımız olduğu açıktır.
***
Gerçek Hayat Dergisi’nin, 1090. Nisan 2023 sayısında, başında bir İsraillinin bulunduğu Jorge Ekibinin dünyanın pek çok yerinde seçimlere müdahale ettiği ve bunun için 6 ila 15 milyon Avro talep ettiği, bu bedel karşılığında ise:
Kendi geliştirdiği ve her dilde çalışabilen Advanced Impact Solutions (Aims) adlı casus yazılımla çeşitli sosyal medya mecralarında yaklaşık 30 bin bot hesabı piyasaya sürme, Facebook, YouTube, Instagram gibi pek çok sosyal medya mecrasında binlerce sahte sosyal medya hesabı oluşturma, Aims yazılımının “Blogger makinesi” adı verilen bir sistemle kontrol edilen profillerin sahte haberler oluşturmak için kullanıldığı web siteleri yapma, seçim kampanyası yürüten kampanya koordinatörlerinin e-posta ve mesajlaşma hizmetlerinin hacklenmesi gibi oldukça geniş kapsamlı faaliyetler gerçekleştirdiğinin altı çizilmiş.
***
Tüm bunlardan sonra “infodemi”nin neye yaradığı, kendiliğinden mi gerçekleştiği yoksa üretildiği mi gibi konuların okuyucunun takdirine bırakılması yerinde olacaktır.
Vesselam!
Yorum Bırakın