Elif PekerGenç Yazarlarİletişim ve MedyaTöreli Yazılar

İletişim Çağında Çocuk Yetiştirmek 1

İletişim Çağında Çocuk Yetiştirmek 1

Tarihin başlangıcından bu yana insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için en gerekli temel unsurlardan biri hiç şüphesiz iletişimdir. Geleneksel iletişim şekli olan yüz yüze ve sınırlı iletişimin kimi zaman yetersiz kalması insanoğlunu daha yaygın, daha hızlı, daha kolay ve daha etkin iletişim kurmanın yollarını aramaya itmiştir. İşte bu gereksinimlerin yanıtı olarak özel araçların geliştirilmesi sonucunda kitle iletişim araçları ortaya çıkmıştır.

Kitle toplumunda bireyler bilgilenmek için kitle iletişim araçlarına başvurmaktadır. Bu bağlamda kitle iletişim araçları bireylerin toplumsallaşmasında önemli rol oynar. Toplumsallaşma ailede başlar, eğitim-öğretim kurumlarında devam eder. Aile ve okul kadar kitle iletişim araçları da bireyin sosyalleşmesine büyük ölçüde katkı sağlar.

İçinde yaşadığımız dijital çağ, kitle iletişim araçlarının önemini ve etkisini iyice artırmıştır. Hareket, ses, renk ve ışığı birleştirerek ilgi çeken ve birden fazla duyuya hitap eden kitle iletişim araçları, özellikle çocuklar için doğru kullanıldığı taktirde önemli bir eğitim ve gelişim aracı olma özelliği taşımaktadır. Çocuklar, günümüzde toplumsal yaşamdan ayrı düşünülmesi mümkün olmayan medya aracılığıyla, gönderilen her türlü görsel ve işitsel bilginin bombardımanı altındadır. Yetişkinler medyayı haber almak veya eğlenmek için kullanırken çocuklar ise dünyayı anlamak ve tanımak için kullanmaktadırlar. Bu bağlamda medyadan aldıkları mesajlara göre dünyayı anlama ve algılama şekilleri de değişmektedir. Özellikle 0-6 yaş dönemi çocuklarda somut ve soyut kavramları oluşmadığı için ellerine verilen telefon, önlerine açılan televizyon hayal dünyalarını zedeleyecektir. Belli bir algılama düzeyine gelmemiş olan çocuğa izletilen içerikler, çocuğa yanlış kavramlar ve çağrışımlarla olumsuz etki oluşturmaktadır.

Çocuğun bilgi edinme, benlik temsili ve öğrenme sürecinde medya aktif rol oynamaktadır. Kitle iletişim araçlarının eğitim işlevi de göz önünde bulundurulduğunda, çocuğun medya ile etkileşiminin algılarına, dünya görüşüne, tutum ve davranışlarına yön verdiği aşikardır. Kontrolsüz şekilde medyaya maruz kalan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda yorum yapma, muhakeme kurma yeteneklerinin olumsuz etkilendiği bilinmektedir.

Ebeveynler çocuklara sosyal yaşamda yapmaları ve yapmamaları gereken teorik bilgileri aktarıyor. Peki medyadaki tehlikelerden nasıl korunmaları gerektiğini yeterince aktarıyor mu? Bu noktada ebeveynlere düşen bazı önemli sorumluluklar var. Ebeveynlerin çocuklara medyada / özellikle sosyal medya mecralarında başlarına gelebilecek olayları bu bağlamda da ortaya çıkacak sonuçları anlatması gerekiyor. İzledikleri içerikler konusunda seçici davranmaları gerektiğini, önlerine sunulan her içeriği izlemek zorunda olmadıklarını küçük yaşta öğrenmeleri önemlilik arz etmektedir. Telefonun bir iletişim aracı, televizyonun bilgi edinme aracı olduğunu anlatmak, bu hususta çocuk telefonu ‘’gerçekten ihtiyaç olduğu için alınan iletişim aracı’’ olarak düşündüğü için kutsallaştırma ve özelleştirme problemi oluşmamış olacaktır.

Medyanın çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğu gibi olumlu etkileri de bulunmaktadır. Çocukların sosyal medyayı bilinçli ve ölçülü kullanması sosyal medyanın olumlu etkilerini arttırabilir. Bu sayede çocuklar ve gençler önemli teknik ve sosyal beceriler kazanabilirler. Sosyal medyanın yaşamlarını olumlu etkilediğini düşünen gençlerin çoğu başkalarıyla bağlantı kurmanın; iletişim halinde olmalarına ve başkalarıyla etkileşime girmelerini sağladığını, aile ve çevreleriyle iletişim kurmayı ve yeni insanlar tanıdıklarını, sosyal medyanın haber ve bilgilere erişimlerini kolaylaştırdığını, eğlendiklerini, kendilerini ifade edebildiklerini, başkalarına destek olabildiklerini ve yeni şeyler öğrenebildiklerini söylemişlerdir. Bu sanal empatinin gelişmesi, çocukların günlük yaşamlarında da kişilere ve olaylara karşı daha empatik yaklaşmalarını sağlayabilir. Sosyal medya kullanımı çocukların; sosyal aidiyet duygusu, özgüven, karşılıklı saygı ve kimlik gelişimi, duygusal ifade ve kontrol becerileri gibi özelliklerinin gelişmesine de katkı sağlayabilir.

Çocukları teknolojik gelişmelerden tamamen soyutlayamayız. Ona, teknolojinin sunduğu imkânlardan en iyi şekilde faydalanması hususunda rehberlik etmeliyiz. Her şeyin fazlası zarardır. Bu bilinçle hareket eden çocuklar kendi sınırlarını çizebilir ve medyanın olumlu etkilerinden faydalanabilirler.

Elif Peker

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu