Doç. Dr. Erhan ÇaprazEdebiyâtTöreli Yazılar

Töreli Mâşerî Vicdan ve Âşık Veysel Türküleri

Töreli Mâşerî Vicdan ve Âşık Veysel Türküleri

“Mâşerî vicdan” tabirini, ilkin, yüksek lisans öğrenimim sırasında Hilmi Ziya Ülken’in bir makalesi vesilesi ile duymuştum. Makalede Ülken, mâşerî vicdanın en vâzıh surette folklör ürünlerinde tecellî ettiğini ifade ediyordu. Nitekim Ülken, daha sonra yazılarını bir araya getirdiği Anadolu Kültürü Üzerine Makaleler, Anadolu Köklerini Arayış ve Destanlar adlı eserlerinde de medeniyet tasavvurunda bu mâşerî ürünlerin taşıdığı büyük ehemmiyet üzerinde uzun uzun duracaktır. Tabiri ilkin E. Durkheim’in ‘kollektif vicdan’; Durkheim’den hareketle de Z. Gökalp’ın ‘ictimâi vicdan’ suretinde kullanıldığını da ayrıca belirtelim.

Malûm olduğu üzere “mâşerî” kelimesi, “topluluğa âit, ortaklaşa, kollektif” mânâsına gelir. Herhalde folklör ürünlerinin inkılapların çabucak kabulü için yeniden yazılışı sürecinde bile Töreli tavrını hiçbir zaman elden bırakmayan Eflâtun Cem Güney’in “Masallar mâşerî mahsullerdir” suretindeki tespiti de mâşerî mahsül olarak folklör ürünlerinin ehemmiyetini bir kez daha bize açıkça yansıtır. Yine Ahmet Hamdi Tanpınar, “Bütün Erzurumlular’ın bildiği bar oyunlarında, ciritte, düğünlerde bizi Malazgirt’ten Viyana’ya kadar götüren davul zurna, o mâşerî bando çalınırmış“ tespiti ile mâşerî vicdanın bırakın lafza(söz), sese (mûsıkîye) bile iyice sinmiş olduğunu zikreder. Fakat kanaatımızca, hem söz hem de mûsıkî olarak bize mâşerî vicdanın sesini en iyi türküler verir. Zira türküler, tıpkı mâşerî vicdan gibi toplumun bütün kesimlerinin benimsediği ortak kıymetler etrafında vücud bulur. Bu yüzden türküler, gerek beste gerekse ezgisi yönüyle halk mûsıkîsinin en yaygın ürünlerini teşkil eder. Döneminde “yobazlık” (?) ile suçlanıp sazı defalarca fırınlarda yakılsa da Töreli’nin büyük şâiri Âşık Veysel,

İnler Veysel arı gibi

Bülbüllerin zârı gibi

Turnalar katarı gibi

Türk’üz türkü çağırırız

derken türkünün aynı zamanda Türk’ün mâşerî vicdanının da sesi olduğunu bize açıkça haykırır. Haykırır, diyorum; çünkü Veysel’in birilerince kasıtlı olarak kısılmak istenen bu sese sazını ve sesini âdeta bir silah gibi kullandığı da açıkça ortadadır. Birilerinin hâlâ Veysel’in bu gerçekliğini hesaba katmadan onun üzerine kalem oynatıp eserler vermesi ve konuşmalar yapması da bu sese kulak verilmemesi mânâsına gelir! Gerçi Veysel,

Veysel günler geçti yaş altmış oldu

Döküldü yaprağım güllerim soldu

Gemi yükün aldı gam ilen doldu

Harekete kimse mâni olamaz

diyerek bu Töreli harekete kimsenin mâni olamayacağını açık açık söylese de harekete karşı kürek çekenlere bir mânâ vermek bizim için açıkçası zordur!

Hadi Veysel’i geçtim de Veysel’in iki gözü Kürt Kasım’ın,

Kasım der ki özlüyorum vatanı

Dert bir değil söyletiyor insanı

Çektiğim çilenin yoktur yalanı

Söylenecek dert mi gerçek sözlerim

sözlerinin gerçekliğine dair haykırışının da mı sizin için bir ehemmiyeti yoktur?

Herhalde Töre’nin ehemmiyetini daha da iyi anlayabilmeniz için Veysel’in uzunca da söylediği şu şiirini gözünüze iyice dayamamız gerekiyor:

Allâh birdir Peygamber hak

Rabbü’l-âlemîndir mutlak

Senlik benlik nedir bırak

Söyleyim geldi sırası


Kürt’ü Türk’ü ne Çerkez’i

Hep Âdem’in oğlu gızı

Beraberce şehid gazi

Yanlış var mı ve neresi


Kur’ân’a bak İncil’e bak

Dört kitabın dördü de hak

Hakir görüp ırk ayırmak

Hakikatta yüz karası


Bin bir ismin birinden tut

Senlik benlik nedir sil at

Tuttuğun yola doğru git

Yoldan çıhıp olma asi


Yezid nedir ne Kızılbaş

Değil miyiz hep bir gardaş

Bizi yakar bizim ataş

Söndürmektir tek çaresi


Kişi ne çeker dilinden

Hem belinden hem elinden

Hayır ve şer emelinden

Hakikat bunun burası


Bu âlemi Yaradan bir

O’dur “külli şey’in kadîr”

Alevî Sünnîlik nedir

Menfaattir varvarası
 

Cümle canlı hep toprahtan

Var olmuştur emir Hak’tan

Rahmet dile sen Allah’tan

Tükenmez rahmet deryası
 

Veysel sapma sağa sola

Sen Allah’tan birlik dile

İkilikten gelir bela

Dava insanlık davası

Aslında “Allâh” (C.C.) ile başladığı için töre gereği en başa konulması gereken bu şiiri, şiirleri ilk dizelerine göre alfabetik olarak sıralayıp en başa koymamanız da bu hakikati asla değiştirmez.

Aslında en ehemmiyetli husus ise bu dizelerin Veysel’in değil, doğrudan onun da ortağı olduğu yukarıdan beri sözünü ettiğimiz Töreli mâşerî vicdanın sesi olması…!

Ne diyelim; inşaAllah bir gün siz de bu sesi tamamen kısılmadan duyarsınız…!

30

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu