İlber Ortaylı: “Eskiden Filistinli demek arazi satıp yaşayan demekti.”
“Maalesef I. ve II. Dünya savaşları arası Filistinliler arazileri satar ve harcardı” demiş.
“Araplar toprak sattı” tivitinden sonra sosyal medyada linç edilmekten şikayet eden bunun için Celal Şengör ve İlber Ortaylı’yı konuk eden…
Hoca bu cümleyi kurduktan sonra…
Kendisini temize çektiğini sanan Oğuzhan Uğur denen zıpçıktı da “ohh”..
“Gördünüz mü; alın size kapak!” hareketi çekiyor.
Herkesin mutlaka söyleyecek bir sözü mevcut.
Talha Uğurluer de buna istinaden bir flood hazırlamış.
Tivitırda rast geldim. Konuyla alakalı olduğu için buraya aldım.
Buyrun: Topraklarını Sattı Diyenlere Gelsin!
Bugün Sadece Kudüs Yafa Telaviv Arasında 500 Civarında Filistin Köyünün 1948’de Sistemli Bir Şekilde Yokedildiğini, İzlerinin Nasıl Silinmeye Çalışıldığını Keşke Bilseydik
Tamamı👉 youtu.be/8Blrx2XC_9k?si…
Lütfen izleyin.
“Yıllardır söylerim, lütfen hepci topçu olmayın. Bir taraf diyor “topraklarının çoğunu sattı”, diğeri diyor “hiç toprak satmadı”.
Böyle tarihçilik olmaz bunun altından ancak İslam düşmanlığı yada ırkçılık çıkar.
Biri diyor “bütün Araplar bizi arkadan vurdu” öbürü diyor “hiçbiri vurmadı”..
“Bunların ikisi de doğru değil. Osmanlı’ya dost Osmanlı ile beraber olmayı faydalı gören vurmadı, Osmanlı’yı ortadan kaldırıp o topraklarda kral olmak, cebini doldurmak isteyenler vurdu”.
“Araplar bizi arkadan vurdu diyen de, Araplar topraklarını sattı diyen de aslında bunları neden söylüyor biz çok iyi biliyoruz.
Bunu diyenler şunu unutmasın ki Kudüs’e olan sevgimiz ve düşkünlüğümüz Araplardan kaynaklanmıyor!”.
“Araplar bizi arkadan vurmuş da olsa Araplar topraklarını satmış da olsa bizim Kudüs sevdamız kıyamete kadar devam edecek.
Çünkü orası inancımızın en kıymetli ikinci mekanı, Türklerin 1000 yıldır emek verdiği, koruduğu ve yüzlerce eser verdiği bir yer. Derdi olmayan bunu anlamaz.” demiş.
Basmış, tam ortadan yürümüş.
Hz.Ali’nin bir sözü var: “Ben bilgilerimin kölesi değil, efendisiyim” der.
Ne Şiaya ne Sünnilere yaranamayan İmam-ı Azam’ın da buna dair talebelerine bir öğüdü var.
“Yazmayın!”..
“Yazarsanız benim anlattıklarım kesin hüküm haline gelir, herhangi yeni bir bilgi geldiğinde içtihadı değiştiremezsiniz. Dini dogma haline getirirsiniz” manasında öğütler veriyor.
Ama İmam Muhammed ve İmam Yusuf bu öğüdü dinlemiyor, içtihatlarını kaleme alıyor. Biz bu yüzden bugün “İslâm’da içtihat kapısı kapalı mı?” değil mi, onu tartışıyoruz.
Tarih, beşeri ilimlerin babasıdır. Tarih bilmeyen ile oturup konuşamazsınız.
“Ben tarih biliyorum” da kimse diyemez.
Çünkü tarih…
Siyasal tarih, Sanat Tarihi,İktisat Tarihi, Askeri Tarih, Tıp Tarihi, Hukuk Tarihi, Sosyal tarih, Dinler Tarihi, Diller Tarihi, Düşünce Tarihi, Antropoloji, Mitoloji, Etnografya, Prehistoria, Mısır Tarihi, İngiliz Tarihi, Roma Tarihi, Filistin Tarihi, Türk Tarihi, Anadolu Tarihi, İstanbul Tarihi
V.s
Anlayacağınız Allah ne verdiyse, bunlardan müteşekkildir. Bir olaya mevcut olan her noktadan bakılması esastır.
Tarih, Sokrat’ın ” Bir şeyi biliyorum, o da hiç bir şey bilmediğimi” hesabına mahsustur.
Tarih hususunda kimse son otorite değildir. Olması da mümkün olmadığı gibi…
Tarih kimsenin ideolojik çöplüğü değildir.
Hasılı; Hoca toptancı bir anlayışla durması gereken yeri şaşırıyor.
Siyasi duruş değil, tarihçi duruşdan söz ediyorum Hocam!
“Filistinli” deyince toprak satıp yiyeni anlayacaksak…
“Kayserili” deyince, kurnazı…
“Laz” deyince, aptalı..
“Agop” deyince, cimriliğini..
“Çingene” deyince hırsızlığını mı anlayacağız?
Vay arkadaş; ne günlere kaldık! Milliyetçilik yapacağım, Kemalist güzelleme çekeceğim diye her şeye takla attırılıyor.
