Haber:
Töreli Türk Edebiyatı okumaları kapsamında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Abdülkadir Dağlar, Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş ve Doç. Dr. Erhan Çapraz tarafından müdürlüğümüz konferans salonunda edebiyata yatkın lise öğrencilerimize mutat dersleri verilmeye başlandı.
Doç. Dr. Abdülkadir Dağlar tarafından Töreli Türk Edebiyatının öncülerinden biri olan halk şairimiz; ”Yunus Emre” konulu ilk dersi, öğrencilerimiz büyük bir ilgiyle takip etti.
“Töre” kavramı ele alınarak Töreli Türk Edebiyatının başlangıcı, sınırları, çerçevesi ve etki alanı konuşuldu.
Lise yıllarının hayatın en önemli yılları olduğunu dile getiren Doç. Dr. Abdülkadir Dağlar, lise yıllarında edinilen bilgilerin ileriki yıllara basamak teşkil edeceğinin önemine değindi.
Programa katılan Şube Müdürümüz Fatih Fedaker katılımcılara ve öğrencilere teşekkür etti.
https://bolu.meb.gov.tr/www/toreli-turk-edebiyati-okumalari-programi/icerik/3688
Haberin yazısı:
Töreli Türk Edebiyatı Okumaları
Ülkemizin münevverlerine, şuurlu idarecilerine ve ileri gelenlerine baktığımızda;
Bu şahsiyetlerin eğitim hayatları boyunca akademik başarılarının yanısıra ders dışı faaliyetlere de fazlaca vakit ayırdıkları görülmektedir.
Pekâlâ, bunlar nelerdir?
İlim meclislerinde yapılan sohbetler,
Nitelikli okuma etkinlikleri,
Âlimlerin ve âriflerin sohbet meclislerine iştirak etmektir.
Öğrencilerimiz için, okullarda yapılan ders dışı sosyal ve kültürel faaliyetlerin önemi çok büyüktür.
Şiir ve roman okumayı; deneme, hikâye yazmayı okul çağlarında öğrenir insanlar.
Ya bir öğretmen tutar elinden, ya bir yönetici tutar…
Kimi bağlama çalar, kimi resim çizer, kimi sportif faaliyetlerde bulunur.
Çocuklarımızın geleceğini şekillendirmede rehberlik eder bu faaliyetler.
Süheyl Ünver hocanın da işaret ettiği gibi insanın bir mesleği bir de meşgalesi olmalıdır.
Mesleğimiz bizim nafakamızı temin ederken, medeniyetimizin inşa ve ihyasına katkı sağlayan kültürel faaliyetlerimiz bizleri toplum içinde parmakla gösterilen insanlar yapar.
Yoksa rızkı veren Allah, kimseyi aç ve açıkta bırakmaz.
Gücünü ve etkisini makamından alanlar, makamları haricinde umdukları itibarı göremez ve kimse tarafından onlara değer de verilmez.
Ama makamı ve mesleği dışında yeteneği olanlar daima insanlığa faydalı işlerde bulunurlar.
Aslında parmakla gösterilmek çok da mühim bir mesele değildir.
Önemli olan insanların hizmetinde bulunmaktır.
Elini taşın altına koymaktır.
Üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle;
“Kim var diye sorulduğunda, sağına soluna bakınmadan ben varım, benim olmadığım yerde kimse yoktur” demektir, diyebilmektir.
Okul sıralarında, ders dışı etkinliklerde bir uğraş edinen insanın makam derdi yoktur, kimseye eyvallahı da yoktur.
O kendisini yetiştirmiş, kendisine yeten insandır.
“Şuur Eğitimi” gayesiyle düzenlenen;
“Töreli Türk Edebiyat Okumaları” etkinliği işte bunun için vardır.
Ayrıca öğrencilerimizin önünü kesen, onların her daim yoluna çıkan çağın eşkıyası olarak nitelendirdiğimiz akıllı telefonların, gayriahlaki dizilerin, programların, boş işlerin önünde büyük bir engeldir, Töreli Türk Edebiyatı Okumaları…
Sözü fazla uzatmamızın sebebi, bu tür eğitimlere verdiğimiz önemin anlaşılma kaygısıdır.
İlerleyen hayatında doktor, avukat, öğretmen, esnaf, bürokrat olacak olan bir öğrencimiz “Töreli Türk Edebiyatı Okumaları”nın rahle-i tedrisatından geçtiğinde;
Yusuf Has Hacip’i, Yûnus’u, Mevlânâ’yı, Necip Fazıl’ı hakkıyla bilir; onlara verilmesi gereken değeri hakkıyla verir.
Şiire, hikâyeye, romana, makaleye ve daha nice edebî türlere farklı pencerelerden bakmayı bilir.
Töre, zaten ismiyle müsemmâ, bir döngünün adıdır. Yaradılışla başlayan ve ebede doğru giden bir süreçtir Töre.
Gençlerimizi özünden koparmayan, onları geçmişimizin görkemiyle tanıştıran, geçmişimizi geleceğe taşıyan bir tasavvurdur Töre.
Günümüzün karanlığında, gençliğimizin önüne tutulan meşalenin farkında olabilmemiz ümidiyle…
Mustafa SÜS
https://bolu.meb.gov.tr/dergi/calikusu/sayi8/mobile/index.html
Detaylı bir makale olmuş. Baştan sona okudum ve karşılaşmış olduğum için de mutluyum. Teşekkür ederim.