Mustafa ArslanoğluTöreli Yazılar

Evham – Vesvese – Stres – 1

Evham – Vesvese – Stres – 1

Osmanlı’nın strese karşı düstûr edindiği 5 esas, insan sağlığı ve huzuru için pahâ biçilemeyen bir değerdir.

Bu konuları işlemeden evvel, kısaca insan denen varlığı tanıyalım.

İnsan, en güzel surette yaratılan şerefli bir varlıktır.

İnsan; aceleci, noksan ve zayıf özellikleriyle mürekkep bir beşerdir.

İnsan; düşünen, akıl ve idrak sâhibi bir varlıktır.

İnsan; üreten, tüketen, medeniyet inşâ eden, geçmişle gelecek arasında irtibat sağlayan, yarınların planlarını yapan, hayâl kuran bir varlıktır.

İnsan, Allah’ın emânetini kabul eden yüce bir varlıktır.

İnsan, nefsinin esâretine girince günah işleyen, şer işleri yapan, inkâr yolunu seçen bir varlıktır.

İnsan, iman ve kulluk şuuruyla “Sırat-ı müstakîm” yolcusu olabileceği gibi, “Dalâlet yolu”nun yolcusu da olabilir. Tercihte irâde insanın kendisine aittir.

İnsan ihtiraslarının esiridir. Hür yaşamak isteyen tutkularını, emellerini ölçülü ve hayırlı güzelliklerle terbiye etmelidir.

Sınır tanımayan istekler insan rûhunu yorar, yıpratır. Doymak bilmeyen hırs; kişiyi hastalığın, evhâmın, vesvesenin pençesine dûçâr eder.

Şu söz; ihtirasın, vesvese ve vehimin insana verdiği tahribat hakkında ibretlik teşhistir.

“İnsanı yaşlandıran yaşadığı yıllar değil, erişemediği arzulardır.”

Her devrin, her yaşın kendine mahsus evham türü vardır. Ancak, insanı strese sokan genel konuların birkaçını şöyle özetleyebiliriz:

— Aile baskısı
— Akran zorbalığı
— Mahalle baskısı
— Anne veya babasız büyümek
— İstediği hayat seviyesine ulaşamamak
— Karı koca arasında huzursuzluk, saygısızlık ve sadâkatsizlik
— Başaramama korkusu
— İşyerinde baskı ve mobinge mâruz kalmak
— Gelecek kaygısı
— Sahip olunan makamı ya da varlığı kaybetme endişesi
— Mükemmeliyet tutkusu

Osmanlı Medeniyeti stresle mücâdelede çağının çok ilerisinde teşhis ve tedâvi yollarını düstûr edinmiştir.

Akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan hastaları mûsikî eşliğinde, işinin ehli tabiplerle tedâvi etmiştir.

Kurulan vakıflarla garip gurebânın yiyecek ve giyecek ihtiyaçları karşılanmıştır.

Ev temizliği yapan hizmetçilerin kazârâ kırdıkları kıymetli eşyaların değerini, ev sâhibine vakıf yoluyla ödeme yapılarak bu insanların işsiz kalmalarının önüne geçilmiştir.

Osmanlı Devleti; ilim, inanç, ahlâk ve mâneviyat esaslarını mikyas kabul ederek, halkının huzur ve sağlığını aşağıda serdedeceğim beş temel “mânevî rehber” üzerinde sağlamıştır.

Bunlar:

Er-rızku alallah… Tevekkeltü alallah… Ya nasip… Ya Sabûr… Bu da geçer Yâ Hû…

1- Er-rızku alallah:

İnsanın maddî ve mânevî olarak faydalandığı, bedene ve rûha yarayan, hayatı yaşanır kılan herşey rızıktır.

Rızkı veren Allah’tır. Kendini vehme, strese sokma. Çalış, rızkını ara; nimet kapısı açılır.

İşte Kuran’dan bir muştu:

“Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a sığınıp güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talâk, 3).

Âgâh ol, salâh ol, felâh ol, ferah ol!

“Hiç ummadığın yerde,
Nâgâh açılır perde,
Derman erişir derde.
Mevlâ görelim neyler!
Neylerse güzel eyler.”
(Erzurumlu İbrâhim Hakkı).

Hakça gelmeli nimet, illâ olmalı helâl!
Kim şerre meylederse, âkıbeti izmihlâl.

Başkalarının rızkına göz dikilmesi, yeryüzünün düzeninin bozulması Kuran’ı Kerîm’de yasaklanmıştır.

Her canın, her rızkın sâhibi var.

Endişelenme! Vehimlerinden kurtul!

Görmez misin?

Evcil ya da vahşi hayvanlar yavrularını nasıl koruyor ve besliyorsa, insan olarak anne ve babalar kendi evlatlarına nasıl müşfik, merhametli davranıp onları doyurup içiriyorsa, Allah, yarattığı her candan, her anne babadan çok daha merhametli, çok daha himâye edicidir.

İşte, rızık konusuna dâir özü imanla dolu muhteşem bir Töresöz:

“Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter.”

Bedenlerin ve ruhların gıdâsını yaratıp sunan, âlemleri birbiriyle irtibatlı hâle getirip hayat veren “Rezzâk”tır. Rezzâk, “Esmâ-i Hüsnâ”dan olup sâdece Allah’a nispet edilebilir.

Ey insan! Aç kalmaktan korkma, evhâma kapılma. Korkacaksan tembellikten kork. Rızkın kefili Allah’tır.

[ Devâmı var ]

Mustafa Arslanoğlu

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu