ENDİŞELİYİZ
“Erkeklere modernlik, çağdaşlık adı altında önce kaşlarını aldırttılar.
Sonra moda denilen canavar; onlara pembe, mor, kırmızı ve çiçekli gömlekler ile daracık pantolonları sundu.
Babet çorap ile rengarek ayakkabıları giydirdiler.
Tabii televizyonlar da hiç boş durmadı.
Sürekli “ayol, cicim, şekerim, bebiş vs” diyen kadınsı erkekcikleri sundular ekranlarda.
İnsanlar buna alıştırıldı.
Sokakta kadın mı erkek mi olduğu belli olmayan kalın sesli, kocaman elli, iri vücutlu kadınsılar dolaşmaya başladı. Kimse de onları garipsemedi.
Kadınlara özgürlük adı altında evliliği zulüm gibi gösterdiler.
Evlilikten, eşten, çocuktan soğuttular önce.
“Güçlü kadın, kendi ayaklarının üzerinde duran kadın” sloganlarıyla kadını evinin kraliçesi olmaktan çıkarttılar.
Sonra…
“Erkeğin yaptığı her şeyi sen de yaparsın. Yapmalısın” algısıyla aslında kadını gücünün yetmeyeceği kadar ağır işlere zorladılar.
Parası olan kadın erkeğe ihtiyaç hissetmemeye başladı. (İstisnalar hariç)
Oysaki parası varken de bir kadının bir erkeğe ihtiyacı vardır.
Saygıyı, sevgiyi ve güveni unutturdular kadına.
“Abicim” diyen kadınlar türedi sokakta.
Kimse de garipsemedi.
Ve gıdalar…
Dizilerde, filmlerde verilen algılar yetmezmiş gibi bir de Yediğimiz hazır gıdalar ve içecekler ile resmen genlerimizi değiştirdiler.
Duyarlılığımızı bitirdiler.
Görüyoruz ama tepki vermiyoruz.
Kalben buğzediyoruz ama bir kişiyi de bilinçlendirmek için kılımızı kıpırdatmıyoruz.
Silkelenmek gerekiyor.
Toplu halde uçuruma gidiyoruz.
Tabii tüm dünya olarak gidiyoruz.
Ama biz şu an için ülkemizi kurtarmak için adım atmalıyız.
Sağlam karekterli pedogoglarımız ana okullarından başlayarak bu gidişatın yanlış olduğunu, cinsiyetsiz insanın olmayacağını ve herkesin kendi bedenini koruması gerektiği anlatmalı.
Öğretmenlerimiz de bu sorumluluğu almalı.
Keskin çizgiler ile “Kadının sadece kadın, erkeğin sadece erkek” olduğunu anlatmaları lazım.
Anne babalar olarak bizler de evlerimiz de aynı sorumluluğu almalıyız.
Ve aile kavramının içini doldurmamız lazım.
Sağlam ailelerde sağlam bireylerin çıktığını unutmayalım.
Son kale ailemiz çünkü.
Aile biterse emin olun toplum çöker.
Safiye Çetinkaya