Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Şubesi Töreli Türk Edebiyâtı Okumaları’nın 103. Haftasında Doç. Dr. Erhan Çapraz hocamız “Yaratılış Destânı’ndan Hakîkat Alanına Bakışlar” başlığı altında kadim bir metin olan Türklerin Yaratılış Destânı’nı ele aldı. Destanların Töreli Türk Edebiyatı’nın teşekkülündeki ehemmiyetine değinen Çapraz, bunların doğrudan hakikat alanından beslenen ürünler olduğunu belirtti.
Aslında bu tarz metinlerden bir hakikat devşirmeye çalışmadıklarının altını çizerek metinlerin hakikatın farklı renklere bürünmüş birer tezahürleri olduğunu ifade etti. Dolayısıyla bu metinlerin ele alınmasının Töreli Türk Edebiyâtı’nın mahiyetinin daha iyi anlaşılmasında kilit bir rolde olduğunu dile getirdi.
Yaratılış Destânı’nın teşekkülünde Budizm’in inanç dünyasının daha fazla tesiri olduğunu belirterek doğal olarak semavî dinlerin de metnin hakikat alanına dönük teşekkülünü hızlandırdığını ele aldı. Mesela, suyun kadim dönem inanışlarından beri yaratılışa dönük bir hikmet kaynağı olarak kabul edildiğini ve bu kabulün ise aslında Nur Suresi’nin 45. âyetinde Rabbimiz tarafından tescil edilmiş olduğunu anlattı.
Sonra, Yaratılış Destânı’ndaki motifler üzerinden destanın doğrudan hakikata açılan hikmetleri üzerinde durarak destanların her ne kadar geç dönemlerde kayıt altına alınmış olsalar da kadim dönemlerden beri bize doğrudan hakikatı haykıran metinlerlerden ibaret olduklarını ve bu bağlamda ele alınıp değerlendirilmelerinin çok elzem olduğunu ifade etti. Ayrıca bunlardan “Eski Türk Dini” adı altında bir inanış veya din devşirmenin beyhude bir uğraş olduğunu da belirten Çapraz, maalesef bugüne kadar pek çok araştırmacının gücünü bunun için harcadığını dile getirerek selam ve esenlik dini İslâm’ın Hz. Âdem Aleyhisselam’dan beridir töze dair her türlü hakikatı sarıp sarmalayarak âdemoğlunun kolektif bilincini şekillendiren temel hakîkî güç kaynağı olduğunu ifade etti. Fakat özellikle akademisyenlerin konuya bu cihetten yaklaşmayarak meseleyi sadece “eski” veya “yeni” başlığı altında belli bir dönemle sınırlandırıp tevhidin sağladığı bütünlüğü gözden kaçırdıklarını belirtti. Çapraz, destanlara bu bütünlük temelinde bakılmasının ise gerek Türk sözlü anlatı geleneğinin gerekse de bu gelenek vesilesiyle aktarılan hak ve hakikatın yeterince iyi anlaşılabilmesi için yegane yol olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.