İnsan yaşamı, birçok zorluk, belirsizlik ve sınavlarla doludur. Hayatın iniş çıkışları, beklentilerin karşılanmaması veya beklenmedik olaylarla karşılaşmak, insanı sıkıntıya ve huzursuzluğa sürükleyebilir. Ancak, Allah’a teslimiyet, bu zorluklarla başa çıkmak için sağlam bir dayanak sunar.
Teslimiyet, İslam inancının temel taşlarından biridir. İman eden bir insan, yaşamının her alanında Allah’a güvenerek ve O’nun iradesine boyun eğerek hareket eder. Teslimiyet, sadece zor zamanlarda değil, her an hayatın bir parçası olarak yaşanır.
Allah’a teslim olmak, öncelikle O’nun birliğine, kudretine ve hikmetine olan inancı içerir. İnsan, kendi sınırlılığını ve aczi yetini kabul ederek, her şeyin Allah’ın kontrolü altında olduğunu bilir. Bu bilinçle, insan, hayatının her anını Allah’ın rızasını kazanma gayesiyle yaşar.
Teslimiyet aynı zamanda dua ve ibadetle de yakından ilişkilidir. İnsan, dualarında ve ibadetlerinde Allah’a yakarırken, O’nun hikmetine ve takdirine teslim olur. Herhangi bir isteğin kabul edilmesini veya reddedilmesini Allah’ın bilgisi ve hikmeti içinde görür.
Allah’a teslimiyet aynı zamanda sabır ve şükürle iç içedir. Zorluklar karşısında sabırlı olmak, Allah’ın iradesine boyun eğmek anlamına gelir. Her ne olursa olsun, insan, Allah’ın verdiği her nimete şükrederek, O’na teslim olur.
İslam, teslimiyetin sadece kelimelerle değil, eylemlerle de ifade edilmesini öğütler. İnsan, günlük hayatında doğruluk, merhamet, adalet ve cömertlik gibi erdemleri yaşayarak Allah’a teslimiyetini pratiğe döker.
Sonuç olarak, Allah’a teslimiyet, imanın derin ve güçlü bir temelidir. İnsanı zorluklar karşısında güçlü kılar, iç huzuru ve mutluluğu sağlar. Hayatın iniş çıkışlarında, Allah’a teslim olmak, insanı karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve O’nun rahmetine ulaştırır. Allah’a teslim olan insan, hakiki bir huzur ve saadet bulur.
Gül Gizem Aytekin
