
Bunlar Kandırmaz Seni
Selma Muslu
O’nu diyor şair O’nu ya kâinat. O’nu söyleyen O’dur söyleten O’dur kendini kendinden. Kendini Şeyhimden. Şeyhimi kendinden.
Şeyhim aslın bir cüz’ü, o bir ayna… Diyorlar ya sırlar manzumesi. Allah’ın (cc) bize merhameti.
Her sözün yavan oluşu her ışıksız ve çıkmaz yolun karanlığı ondan bahsedilmiyor oluşundandır. O’ndan bahsedilmiyor oluşundan. Başta ortada ve sonda izin verdiğince onu anlatacağım, ondan anlatacağım ki yanlış bildiğim ne çok şey varmış. Meselâ, Abdülhakim Arvasî Hazret, Necip Fazıl Üstad onu yazdığı için onda olduğu için biliniyor değilmiş anlatılanın aksine, Hazret hep var ve nasiplilerince bilinir gidecekken, Allah (cc) yeryüzüne sevdiği kulları sevdirmişken Necip Fazıl Üstad onun hürmetine bilinmiş. Tatmayan bilmez derler ya.
“Ben ki, denizdim,
Dağ başı bendim.
Şimdi sen oldum,
Âleme pendim.”
Tanımayan da böyle bilmiyor aşağı yukarı. Tanıyanın bildiği de yok ya ne diyelim sözler yavan kalmasın.
Töre bu kelimelerin neresinde? Yazılan her şiirde aranılan muhib, her edebî yazıya boyut kazandıran muhabbet, her yok olmayı göze alan ve aldıranın isminin anılacağı bir yer olan Dünya bu Töre’nin özü ve esasen sözü. Ve bana kalırsa ki kalmamış bunca zaman yine de söyleyeyim bütünü O’dur ve büyüğümün dediği gibi, ” O, O’dur. O da O’dur. O da O’dur”. Yani Efendimiz aleyhisselam Zıllullah’tır. Efendimizin gölgesi ise Allah’ın veli kulları, evliyalarıdır.
Allah (cc) sırlarını kutlu ve aziz kılsın…
Selma Muslu