Töreli Yazılar

Mümin Ali’den Bir Demet Şiir

GÜZ

Acıya yoldaşlık eder

Sarıya düşmüş mavi gülüşlerin

Beyazı kucaklarken yeşil

Sonbaharda sarıya açılmış

Yad eller

Güz geçerken gözlerinden sapsarı gülüşlerle

Ellerinden arta kalan mavinin turkuaz rengi

Bütün kılıçların gitme gitme dese de

Kalışın bile gitmeli

Ve böylece

Güneş çekiyor örtüsünü üzerimizden

Peki, bu kısalma neden

Yolculuk şart mı diye sormayın

Dünyayı keşfe giderken

MASKE

Hey! Peçesi yırtılmış dünya

Hayalet giydirilmiş elbise

Yıkılmış ev, dumansız, duasız ve yalnızlığa bırakılmış yaşam

Kalakalmış şehrin ortasında kahkahalarla

Sessiz ve bulutların koynunda, gözlerinde sis

Hey! Tenhaya düşürülmüş, fırlatılmış hayat 

Yusuf’un gömleği gözlerde bir perde

Faust, siyah – beyaz mutluluğun Latincesi

Edalı, cazibeli, ışıklı bir yığın kelime

Sevdayı büyüttüm ellerimde

Kendime yetiştirdim, neşre hazır kitapları, kapıları

Duvarları yıkarak, çürütülmüş yığınları kaldırdım

Kitleler önüme düştü

Ekim aylarında, sarıya dönüşmüş yaprakları renge boyadım

Yeşil olmadı

Koştum sabahın kızıl vaktinde, bir kıyamet

Nedir bu çığlık?

Bilen, çıkmadı.

Pazartesi günleri kuyruğa geç kaldım

Geçerli olmayan saatler taktım koluma, güneşi kolladım

Eve döndüm, dönüşü olmayan çıkmaz yollarla

Şehir, karanlık ve şık

Kandiller, mumlar, meşaleler taktım kalemin ucuna

Antik bir çağrı yaptığım

Duyan, olmadı

Sevmiştim, sevmiştin, sevmiştik toplumca

Şu köşe başında,

Şurada,

Şurada,

Şurada da,

Çıplaklığımız giydirilmişti, aşkla.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu