Töreli Yazılar

Unutulan gerçek

Sedanur Hediye Sezer

Unutulan Gerçek

Şöyle bir yazı okumuştum:

’Cenazenizden bir saat sonra, sessizlik gölgelerle dolup taşar. Gözyaşları durur, ağlamalar sessizce soluklanır. Bedeninizin izleri tamamen silinmiş, sadece ölümün soğuk gerçeğiyle baş başa kalırsınız. Aileniz, eve dönüp yakınlarınızın dünya nimetlerine sarılır. Hayatın devam ettiğine dair bir hayal oluşturmaya çabalarlar. Ancak bedeniniz, toprağın derinliklerindeki canlılarla buluşur.

İki saat geçtikten sonra, evinizdeki telefon çalmaya başlar. Cenazeye katılamamakla ilgili mazeretler sunanlar arar. Evde ise bazı kişiler, spor ve siyaset üzerine konuşmaya başlarlar. Hayatın acı gerçeklerinden kaçmak için, sohbet ve tartışma arasında sığınak ararlar.

Altı saat daha geçer ve yalnızca birinci dereceden yakınlarınız kalır yanınızda. Diğer herkes, evlerine döner, bir sonraki günlerini planlamaya başlar. Sanki siz orada olmasanız da hayat sürüp gidecekmiş gibi davranırlar.

Yirmi dört saat sonra, iç organlarınız zamanla çözülmeye başlar. Ancak bu süreçte, cep telefonunuza, henüz öldüğünüzü bilmeyen kişilerin çağrıları ve reklam mesajları gelmeye devam eder. Hayatın akışı içinde yitip gitmiş bir varlık olarak, hâlâ hatırlanmak ve fark edilmek umuduyla çalmaya devam eder telefonunuz.

Bir yıl daha geçer, ölüm yıl dönümünüzde birisi “Vay be, bu kadar oldu mu? Daha dün gibi” derken, vücudunuzdaki asit kefeninizi eritir. Siz artık sadece bir hatıra olup, geride hiçbir iz bırakmazsınız.

On yıl daha geçer, bir arkadaşınız eski bir fotoğrafta sizi görür ve hatırlar. Bu esnada geriye sadece kemikleriniz kalmıştır.’’

Görüldüğü üzere…

Bu dünyada varlığımızın tamamen unutulması işte bu kadar kısa sürede gerçekleşir. Hayatın akışı içinde kaybolup giden varlıklarız.

 

Zamanın hızını ve geçiciliğini fark etmeden yaşıyoruz. Ancak unutulmak, yok olmak demek değildir. Her birimiz, hayatımız boyunca dokunduğumuz insanların kalplerinde izler bırakırız. Anılarımız, paylaştığımız anlar, sonsuzluğun ötesinde yaşar.

 

Belki bedenimiz çürür, izlerimiz silinir, ancak sevdiklerimizin kalbinde sonsuza kadar yaşamaya devam ederiz. Hayatı anlamlandıran, sevgi ve anlayış dolu ilişkilerimizdir. Bu nedenle, geçici varlıklar olarak, her anı derinlemesine yaşamalı, sevdiklerimize değer vermeli ve iz bırakabileceğimiz anları kaçırmamalıyız.

 

Elveda’ nın ardında bıraktığımız sessizlik, aslında sonsuzluğun sesini taşır. Unutulmakla yüzleşirken, hayatın anlamını anlayabiliriz. Ölüm, yaşamın bir parçasıdır ve her birimizin hikayesi, bu dünyada geçirdiğimiz süre boyunca dokunduğumuz insanlarla birlikte yazılır. İşte bu yüzden, iz bırakabilmek, hatırlanabilmek için her anı değerlendirip, sevgiyle dolu bir şekilde yaşamalıyız. Çünkü geride bıraktığımız izler, unutulmaz anılarla birlikte kalplerde sonsuza kadar yaşar.

15

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu