El alem kahrolası bir put mu?
Kur’an ve Sünnetin doğrularıyla hareket edersen “el alem” denilen tayfaya kulak vermez bildiğin doğruların peşinden gidersin…
Kendi doğruların veya yanlış yorumladığın dini doğruların peşinden gidersen ve “el alem” umurumda değil dersen gülünç duruma düşersin.
El alem umurumda değil diyenlerin tamamı “kendi doğrularına” onay/beğenilme bekleyenlerden oluşuyor bu da işin ironik tarafı…
“El alem diye kahrolasıca bir put vardır.” sözünü de yanlış mı anlıyoruz yoksa bu sözü söyleyen yanlış mı söylemiş onu da bilemiyoruz.
Zira bazı kimselerin sözünü işimize geldiği gibi algılıyoruz.
Ayetlerin bile işimize gelenini aldığımız olmuyor mu?
Örneğin, “Yetimlerin hakkını gözet.” diyen ayetleri görmezden gelip kendimizi değil de toplumu ilgilendiren ayetleri sürekli başkalarına okumuyor muyuz?
Toplumun huzurunu bozan ya da toplumda fitneye sebep olacak davranışları sergileyip “Ben bildiğim yolda giderim, el alemden bana ne?” demiyor muyuz?
İstişare edilecek konularda istişare etmeyip burnumuzun dikinden gidince ve işler de sarpa sarınca yelkenleri suya düşürmek tuhaf olmuyor mu?
Neticesinin kötü olacağı daha ilk günden belli olduğu halde birilerinin de gazlamasıyla yola çıkıp çuvalladığımız zamanlar el alemin önemini anlamıyor muyuz?
Ortaya attığımız fikirlere onay beklerken el alemden destek istiyoruz ama fikrimiz beğenilmediği zaman el alemden bana ne diyoruz.
Evet, el alem diye bir tayfa var.
Bunu put olarak gören de var, her işimize burnunu sokan bir tayfa olarak tanımlayan da var, cahil bir güruh olarak gören de var bu tayfayı.
Bir de şöyle bir gerçek daha var ki…
Toplumun önemli bir kesiminin bilgisine, onayına, takdir etmesine de ihtiyacımız var.
Estetikten anlamayan bir toplumda eşeğin kuyruğunu kesme eyvallah…
Kimisi kısa der, kimisi uzun der.
Yalnızca dini doğruların el alemin onayına ihtiyacı yoktur.
Zaten dini doğrular da toplumu şekillendirmek için vardır, toplumun doğrularıyla şekillenmek için değil.
Tabiri caizse yiyeceğin her naneye kılıf bulma derdinden vazgeç.
El alem benim umurumda değil dersen o el alem seni toplumdan dışlar.
Dışlanınca da “kaliteli yalnızlık hikayeleri” falan uydurursun ama içten içe ağlarsın evin bir köşesinde.
El alem önemli bir kıstastır. Turnusol kağıdıdır bir yerde.
Yalnız bu el alem her şeye maydanoz olan, her önüne gelene karışan, her fikre muhalif olan, her önüne gelene lakap takan, dedikodu olmazsa yaşamdan zerre kadar zevk almayan el alem değil, yanlış anlaşılmasın.
Yeter ki kendini bilen, haddini bilen el alem olsun. Aslında bu el alemin doğrusu el-âlimdir.
Ve sen kime kulak vereceğini bilmiyorsan zaten elli alem de gelse yaprak gibi savurur seni dağdan dağa…
M’S