
Gökte Yok Zelzele
 Gönülçelenin kokularından mı bu serhoşluk?
 Narların suyundan; kızılından mı ateşîn?
 Aşık eden sonbahar şiirlerinden mi bu hoşluk?
 Nazenin rüzgarlarından mı ezginin?
 Başkaldırısı
 Servilerin. Göğe uzanmasından…
 Bir de kiyanusun hoyrat lacisinin zırhından.
 Haydi gel uçalım karşılıklı arşın balkonundan!
 Emeline vasıl Simurglar gibi göklerde.A
 Secde güllerin tezhibi solmaz sahifelerde.
 Şükür ki sebük işler kuşatmıyor devrimi.
 Eskidendi o güzelim; ufku kaldırmıyor seyran edenler de.
 Yürekler telaffuza takılmıyor cümlelerin köşesinde.
 Neden mi ve niye?
 Üçüncü çağın vicdansızları
 Öyle çamur ki ‘mutlu zulmü’yle!
 Bataklığından çıkamıyor.
 Zerrece… Debelenmede…
 Bak!
 Virdimizin zambakları
 Yeni güne daha mesrur.
 Veladet Bahri’nin neşesi bulmuş bizi.
 Vesselam ile biten sözlerin;
 Selamı, huzuru biz gibiyiz.
 Yabanlık, vahşilik nerden doğmuştu sahi?
 Biz, Nur’dan yadigâr ümmet adına!
 Yatağan kılıcın üstünde yatan!
 Ahh! Bütün o yiğit, bütün mert-civan!
 Yaşamak denilen yaşlı dünyada
 Seninle bu zamanlarda
 Yıkanmış ve yunmuş gökler gibiyiz.
Gülhan Yılmaz
 
 


