Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinin düzenlemiş olduğu 15 Temmuz Şehit ve Gazilerine Mektup Yarışmasında birinci gelen mektup…
Mektubun müellifi Bangladeş’ten ülkemize okumaya gelen Sazeed Ahmad Fahim adlı kardeşimiz…
Sevgili 15 Temmuz Şehit ve Gazileri,
Ben müslüman bir ülkeden Türkiye’ye okumaya gelen bir kardeşinizim. 09 Ekim 2018 tarihinde Türkiye’ye gelen bu kardeşiniz 15 Temmuz 2016 yılında fiziksel olarak burada bulunamadı; fakat yüreği ümmetin ümidi Türk Halkı ile çarpıyordu, sizinleydi.
O gecenin uzunluğunu size anlatmam haddim değil biliyorum; çünkü canlarınızla, gözlerinizle, elinizle ve ayağınızla o karanlık geceyi aydınlatan sizin cesaretiniz ve hainliğe meydan okuyuşunuzdu. Bütün bu meydan okuyuş sürecinde vücudunuzdan kayıplar olmasına rağmen gözlerinizdeki ümmet ve vatan aşkıyla gözlerinizi bile kırpmadığınızı da biliyorum.
15 Temmuz hain darbe girişiminde hainliklerinin kitap olacağını bildiğim güzel Türkiye’nin ekmeğini yiyen, suyunu içen karakter yoksunlarını biliyorum bir de destansı kahramanlık öyküleri yazan güzel ülkenin güzel insanlarını biliyorum. Tankların önüne atlayıp onları durdurmaya çalışırken canını hiçe sayarak şehit olan AYŞE AYKAÇ’ ı biliyorum mesela… Kocasının ellerinde can verirken en güzel şekilde Kelime-i-Şehadet ile şehadete yürüdüğünü biliyorum.
Alçakların attıkları kurşunlara göğüs geren ABDULLAH TAYYİP OLÇOK’un, babasından hemen sonra aldığı kurşunlarla el ele cennete yürüdüğünü biliyorum. Babası EROL OLÇAK’ın ‘EVDE KAL’ uyarısına karşı verdiği cevabın; ‘SEN NEREYE BEN ORAYA’ olduğunu ve sözünü tutarak babası ile şehitlik mertebesine ulaştığını biliyor, okuyor ve anlatıyorum.
Son sözünde ailesini bize emanet eden şehit HALİL KANTARCI’yı biliyorum.
Üzerine yağmur gibi kurşun yağarken bu millet için, bu vatan için ‘BURASI ÇANAKKALE’DİR’ diye haykırarak İBB binasını savunurken şehit olan akademisyen Prof. Dr. İLHAN VARANK’ın vatan uğruna büyük bir inanışla can verdiğini biliyorum.
Gökyüzü semalarında süzülen F-16’ların; Polis Özel Harekat Merkezi’ni bombalayarak şehit ettikleri 42 özel harekat polisi arasında yer alan AHMET ORUÇ ve MEHMET ORUÇ isimli ikizlerin birlikte doğumu ile başlayan hayat yolundan birlikte şehitlik mertebesine yürüdüğünü biliyorum.
Mustafa CAMBAZ, Demet SEZEN, Ali BÜYÜKCENGİZ, Ümit GÖNDER, Emrah TALBAÇ, Murat AKDEMİR, Yasin YILMAZ, Muhammet Ali AKSU gibi o gece şehitlik mertebesine ulaşan 249 kişi ve yüzlerce gazinin hikayelerini burada tek tek anlatmaya kalksam, bu mektubu sonlandırmam mümkün olamaz; çünkü o gecenin de, o gecenin kahramanlıklarının da haddi hesabı yoktur.
Meydanlarda bulunan her bir vatandaş, polis ve darbeyi önlemeye çalışan vatanseverlerin hepsi o gece geride ayrı ayrı kahramanlık izleri bıraktı bizlere.
Sizin ve Türk milletinin bu kahramanlık ve fedakarlıkları yalnız benim değil, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın dilinde dolaşıyor. Bütün dünya o gece şaşkınlık ve hayret içerisinde sizin bu fedakarlığınıza ve cesaretinize şahitlik etti.
Sadece o da değil; siz o gece burada vatan uğruna bir bir şehit olup Cennet makamlarına yükselirken, tüm dünyadaki mazlumların duaları da sizle beraber o gece göğe yükseliyordu. Siz burada kanlarınızla sokak ve meydanları ıslatırken, dünyanın dört bir yanındaki müslümanlar gözyaşlarıyla seccadelerini ıslatıyorlardı. Siz burada ay yıldızlı bayraklarla sokaklarda, meydanlarda özgürlüğü ve inancınızı haykırırken, mehmetçiği sinesine sığdırmış gözü yaşlı analar da bu kabusun sona ermesi için haykırarak dualar ediyordu.
Dünya 5’ten büyüktür sözünün destansı anlatımıydı yaşadıklarınız ve tüm ümmet size duaları ile eşlik ediyordu.
O gece siz düştüğünüzde mazlumlar sizinle düştü, siz kalktığınızda mazlumlar sizinle kalktı. O gece Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın emri üzere ASTSUBAY ÖMER HALİS DEMİR’in; bu darbeye son vermesi için attığı 3 tane kurşun, sadece darbeci Semih Terzi’ye atılmadı. O kurşunlar tüm dünyadaki mazlumlara yapılan zulümler için zalimlere atıldı. Sonunun şehadet olduğunu bile bile, bu göreve bir an bile tereddüt etmeden gidip ‘BAŞ ÜSTÜNE KOMUTANIM, HAKKIM HELAL OLSUN, SİZDE HELAL EDİN’ diyerek tarih yazanların bu tavrı; sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada mazlumların umudu ve zalimlerin korkulu rüyası oldu.
Şehit babası Hasan Hüseyin HALİSDEMİR’in; ‘BEN ONU VATAN İÇİN YETİŞTİRDİM, VATAN İSTEDİ VATANA VERDİM’ sözleri, tüm vatansever şehit babaları için bir teselli ve gurur örneği oldu. Astsubay ÖMER HALİSDEMİR dünyadaki tüm mazlumların yüreğinde hala yaşıyor ve sonsuza kadar bir kahraman olarak yaşayacaktır.
Aramızda binlerce kilometre mesafe olsa bile; o gece yüreğimiz sizinle attı, dualarımız ve kalplerimiz sizinle birleşti. Biz 15 Temmuz destanını sizlerle yaşayan din kardeşleriniz, gönül dostlarınızız ve sonrasında bizimle beraber ekmeğinizi paylaştığınız üniversite öğrencileriniziz. Türkiye’de okumak istedim çünkü ülkem Bangladeş üzerine hain planlar kuranlara inat Dünya 5’ten büyüktür diye haykırmak istiyorum. Türkiye’de okumak istedim çünkü tarihten bu yana mazlum coğrafyanın umudu nasıl olurmuş bunu yaşayarak öğrenmek istedim. Türkiye ‘de okuyup 15 Temmuz şehitleri ile ve kahramanları ile aynı havayı soluyup o havayı ülkeme eğitim ve bilimle götürmek istedim.
Kapılarını açan, bize ilham olan tüm güzel insanlara selam olsun…
Biz size ve bu coğrafyaya gönülden bağlı olanlarız.
Yolunuz yolumuzdur..
Allaha emanet olunuz