Elif YıldızTöreli Yazılar

Oyun ve Oyuncak

Oyun ve Oyuncak

Oyun, çocuğun kendini adadığı isteyerek, gönüllü olarak yaptığı kurallı ya da kuralsız etkinliktir. Oyuncak ise oyuna giden bir yol,  bir düş, bir köprü olabilir. Yeni doğmuş bir bebek önce kendi ekstremiteleri ile oynayarak onları kullanmayı öğrenir. Aylar geçtikçe çevresindekileri oyun ve oyuncakla anlamlandırmaya başlar. Bu çerçevede düşünürsek oyun; çocuğa kendini anlatma, dil, akıl, duygusal, duyusal, fiziksel olarak kendini tanıma ve hayatı prova edeceği taklidî bir alan sağlar.

Oyuna aracılık eden onu şekillendiren, anlamlandıran, çocuğun hayatında bu kadar önemli bir yere sahip olan oyuncağın seçimi nasıl olmalıdır? Çağımızın getirdiği birçok alternatif ve çeşitlilik sebebiyle işimiz biraz daha kolay görünüyor. Öncelikle çocuğun kültürel ve etnik kökenini taşıyan oyuncaklara ihtiyaç vardır. Evrensel ahlakı ve değerleri anlatan oyuncaklarda elbette olmalıdır. Sadece popülerliğe, ticarete ve reklama dayalı olan oyuncaklar çocukların iç dünyalarındaki dengeyi bozabilir. Yaşına ve sağlığına uygunluk ilk sıradadır. Oyuncak kaliteli olmalı, ahşap ve doğal ürünler kullanılmalı, çok yönlü olmalı, çocuğun hayal dünyasına ve yaratıcılığına engel olmamalıdır. Kendi isteğine ve yeteneğine göre seçilmelidir. İçinde bulunduğu yaş döneminde edindiği becerileri geliştirici olmalıdır. Edindiği her beceri onun için yeni bir öğrenme ve oyundur.

Kendi çocukluğuma baktığımda gazoz kapaklarından, dal parçalarından yaptığımız bebekler, çamurdan yaptığımız çömlekler, Şeker pancarından yaptığımız tekerlek ve arabalar… Üretmeyi ve paylaşımı doğal yolla bizlerin önüne koyuyordu. Günümüzün çocuklarına baktığımda ise evde, bilgisayar başında yalnız bir hayata doğru gittiklerini görmekteyim. Buda onları daha az sosyal, iletişim becerileri eksik, duygudaşlık kuramayan bencil insanlara dönüştürmektedir. Bu sebeple çocukların ailesiyle, arkadaşlarıyla sokakta, dışarıda yaptığı her şey daha geliştirici ve hayatlarında iz bırakıcı olacaktır. Sahip olduklarımızın çokluğu değil bize hissettirdikleri bizi mutlu eder.

Bir de oyuncağı mermilerin, bombaların arasında, yıkıntıların ve sınırların ötesinde kalmış olan çocuklar vardır. Sevdikleri şeyler yalnızca bir gölge, bir hayal olan çocuklar. Onlar için barıştan başka bir oyun düşünemiyorum…

Elif Yıldız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu