Töreli Haberler

67. TYB Töreli Edebiyat Okumaları

Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Temsilciliği faaliyetleri kapsamındaki
Töreli Türk Edebiyâtı Okumaları, 67. haftada
“Şeyh Gâlib’in Hoşça Baktığı Ayna: Âdem” başlıklı bir sohbet ile gerçekleştirildi.
Bu haftaki misafirimiz, Türkiye Yazarlar Birliği Üyesi ve aynı zamanda Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Dağlar idi.
Seyh Galib’in Hüsn ü Aşk adlı eserini yazma sürecinden söz eden Abdülkadir Dağlar, eserin yazım sürecinde Mesnevi’yi onbirinci kez hatmetmiş olmasından ve Mesnevi’den ilhamla 2041 beyitlik eserini yazmasından söz etti.
Sezai Karakoç, Fecir Devleti isimli şiirinde, yeni bir devlet kurulacaksa bu Şeyh Galib ile başarılabilir demiştir.
Geçmişe açılan bir kapı olarak görür Şeyh Galib’i ve geleceğe açılan yeni bir fecir olarak görür. Diriliş neslinin Fecir Devleti binâsı, ancak Şeyh Galib’in kardığı şiir harcıyla inşâ olunabilir. Yani, yeni Fecir Devleti’nin ihyası ancak Seyh Galib’in son büyük temsilcisi olduğu töreli şiirle mümkün olabilir. Çünkü töreli şiir önce şuuraltını ihya edip ayağa kaldırır; ayağa kalkmış olan şuuraltı da şuuru ihya edip ayağa kaldırır.
Fazıl Hüsnü Dağlarca da Hüsn ü Aşk’a nazire olsun diye 284 beyitlik bir eser yazmıştır. Bir bakıma şerh etmiş oluyor.
Abdülkadir Dağlar, böyle bir girişin ardından Şeyh Galib’in “Hoşca bak zâtına…” ifadesiyle meşhur olmuş terci-i bendini mısra mısra şerh edip yorumladı.
Kendisini tanımak, geliştirmek ve dünyanın sıkıntılarına karşı göğüs germek isteyenlerin, yani herkesin Seyh Galib’in şu terci-i bend şiirini okuyup uzerinde tefekkür etmelerini tavsiye ederiz.
Terci-i bend şöyle:

Ey dil ey dil niye bu rütbede pür-gamsın sen
Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-fermâ-ı melek zât-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akdemsın sen
Rûhsun nefha-i Cibrîl ile tev’emsin sen
Sırr-ı Hak’sın mesel-i İsi-i Meryem’sin sen
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Merteben ayn-ı müsemmâdadır esmâ sanma
Merciin Hâlık-ı eşyâdadır eşyâ sanma
Gördüğün emr-i muhakkakları rü’yâ sanma
Başkasın kendini sûretle heyûla sanma
Keşf ile sâbit olan mâ’niyi dâ’vâ sanma
Hakkına söylenen evsâfı müdârâ sanma
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

İnleyip sırrını fâş eyleme ağyâra sakın
Düşme bilmezlik ile varta-i inkâra sakın
Değmesin âhların kâkül-i dildâra sakın
Sonra Mansûr gibi çıkman olur dâra sakın
Arz-ı acz etmeyesin yaradan ol yâra sakın
Bulduğun cevher-i âlîleri bîçâre sakın
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Sendedir mahzen-i esrâr-ı muhabbet sende
Sendedir mâ’den-i envâr-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Ma’rifet sende hüner sende hakîkat sende
Nazar etsen yer ü gök dûzah u cennet sende
Arş u Kürsiyy ü melek sendedir sende
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Hayfdır şâh iken âlemde gedâ olmayasın
Keder-âlûde-i ümmîd ü recâ olmayasın
Vâdî-i ye’se düşüp hîç ü hebâ olmayasın
Yanılıp rehrev-i sahrâ-yı belâ olmayasın
Âdeme muttasıl ol tâ ki cüdâ olmayasın
Secdeler eyle ki merdûd-i Hudâ olmayasın
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Berk-ı hâtıf gibi bu kayd-ı sivâdan güzer et
Erişen hâr u hasa âteş-i aşkı siper et
Dâmenin tutmaya âsâr-ı alâyık hazer et
Şems-veş hâhiş-i Monlâ ile azm-i sefer et
Sâf kıl âyineni kâbil-i aks-i suver et
Hele bir cem’-i havâs eyle de Gâlib nazar et
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Şeyh Galib

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu