Elif PekerGenç Yazarlarİletişim ve MedyaTöreli Yazılar

Milletleri Yıkan Savaştaki Değil Kültürdeki Mağlubiyettir

Milletleri Yıkan Savaştaki Değil Kültürdeki Mağlubiyettir

Kültür bir milletin maddi ve manevi değerlerinin bütünüdür. Maddi değerleri yeme, içme, yaşama, geçimini sağlama gibi faktörlerle açıklayabilirken manevi değerleri de duygu, düşünce, ahlak, gelenek ve görenek faktörlerini bulundurmasıyla açıklayabiliriz. Bireylerin toplum içinde sergilediği tüm davranışlar toplumun benimsediği değerlerin yansıtıldığı halidir. Her birey kendisinden önce var olan gelenek ve değerleri yaşayarak kendisinden sonraki nesillerin de yaşamasına ve yaşatmasına etki etmektedir. Bu süregelen zincirin olası bir durumda kopması toplumumuzun yok oluşu demek olabilir. Antropologlar kültürü sosyal bir miras olarak tanımlarlar. Kültür toplumsaldır, tarihseldir, öğrenilip aktarılması gereken bir kalıttır. Bunun yanında değerlerimize de aynı önem verilmelidir. Çünkü kültür yapımız ve değerler sistemimiz ayrılmaz bir bütündür.

Günümüzün teknoloji çağı olduğunu ve medya kullanım yaşının oldukça düştüğünü göz önüne alırsak, eğitim ve eğlencenin sosyal medyadan ibaret olması(!) gençler için sosyal medya kullanımını mecburi hale getirmiştir. Sosyal medyayı reddetmek artık mümkün değildir. Zamanlarının birçoğunu sosyal medyada geçiren okul çağı çocukların veya başka deyişle ergenlerin, düşünce yapıları yeni oluşmaya başlamaktadır. Bu ortamdan olumlu veya olumsuz etkilenmeleri kaçınılmazdır. Çocukların karşılarına çıkan içerikler hem ailelerine hem de sosyal hayattaki çevrelerine olan tutumlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Bilinçsiz kullanılan sosyal medya ortamı her ne kadar istemesek de değerlerimiz için büyük bir tehdit ortamı sunmaktadır. Gençlerin düşünce ve değer yapısının bozulması geleceğimizin etkilenmesi anlamına gelir. Sosyal medyanın içinde büyüyen çocukların düşünce ve değerlerinin sosyal medyaya göre şekillenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Gençler kendilerine çevrelerinde veya sosyal medyada bulunan insanlardan rol model ve örnek alabileceği insanlar aramaya başlar. Bu rol modeller bazen yabancı kişiler de olabilmektedir. Gençler yabancı hayatlara özendiği/özendirildiği takdirde düşünce ve değer sistemimiz etkilenmiş olur. Bunun sonucunda ise kültürümüzün yapısında değişiklikler başlar. Gençlerin batı toplumuna özendiği; sorunsuz, mutlu, huzurlu, bireysel, özgür bir hayat; aslında medyanın yansıttığı kültür ve değer zedeleyici provokasyonlardan ibarettir. Bu durum, gençleri kendi hayatlarını sorgulamaya ve belki de isyana teşvik etmektedir. Bir gencin kendi hayatını sorgulaması, aile bağlarında zayıflık ve arkadaş çevresinde değişiklikler meydana getirebilir. Kimlik arayışındaki bu gençlerin sosyal medyada fazla zaman geçirmesiyle yeni bir yaşam alanı oluşturmakta ve yeni kimlikleriyle bu sahte dünyada düşünce ve değerlerini yeniden şekillendirmektedirler. Gerçeklikten uzak olan sosyal medya, güvenirliliğini ve dürüstlüğünü kaybetmiş demektir. Gençlerin gerçeklikten uzak olan ortamda vakit harcamaları onların düşünce ve değer sistemlerini büyük ölçüde etkileyecektir.

Artık sosyal medyada hayatlarını paylaşan insanlar, bunu bir meslek olarak icra ediyorlar. Gençler doktor, hakim, öğretmen, avukat, pilot değil sosyal medyada çok takipçisi olan bir fenomen olmak istiyorlar. Bu şu an için çok masumca gelebilir. Ama tehlikenin farkında mıyız? Hayatların sosyal medyada yaşanmasıyla birlikte görgüsüzleşiyoruz! Normalleştiriyoruz! Yitiyoruz! Farklı değer ve düşünceleri araştırmak, öğrenmek, kültürlenmek(!) evet kabul edilebilir. Lakin bunu kendi kültür, değer ve düşüncelerimizi zedelemeden, mirasımıza sahip çıkarak yapmak boynumuzun borcu.

‘’ Zaten kültür kılıca hep galip gelmiştir. Milletleri yıkan, savaştaki değil kültürdeki mağlubiyettir.’

Elif Peker

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu