Olgun İnsan Tecrübeli, Tecrübeli İnsan Yıpranmış.
Tecrübe; Arapça ‘crb’ kökenli ‘tacriba(t)’ sözcüğünden alıntıdır. Sözlük anlamına baktığımızda; bir kişinin yaşamış olduğu olaylar sonucu kazandığı bilgi, deneyim ve becerilerin toplamı olarak ifade ediliyor.
Hayatımız boyunca her gün yeni bir şey tecrübe eder, yeni dersler çıkarır, yeni şeyler öğreniriz. Öyle ya, her yaşın kendine göre bir yaşam öyküsü, tecrübesi vardır. 3 yaşında, 5 yaşında, 40 yaşında ne fark eder. Her birinin kendince hayatta paha biçilmeyecek tecrübeleri vardır heybesinde.
Küçük bir çocuğa çaydanlığın sıcak olduğunu ona dokunmaması gerektiğini aksi halde elinin yanacağını, canının acıyacağını nasıl anlatacaksın? Eli yanmadan nereden bilecek canının yanacağını? Bırak eli yansın, yansın ki öğrensin. Sahi, yanlış yapmadan doğruyu nasıl bulacağız?
Doğan Cüceloğlu ‘’Bir kitap, bir roman, bir şiir okuduktan sonra okuduklarımız aklımızda kalmasa bile asla aynı insan olmayız.’’ diyor. Aynı şey yaşadıklarımız için de geçerli. Bazı imtihanlara girmeliyiz, bazı acıları tatmalıyız, bazı hayal kırıklıklarını yaşamalıyız. Hayat bazen acımasız olmalı. ‘Her rahmetin bir zahmeti olduğunu bilmeli insanoğlu’ der babam. O rahmetlerin zahmetini görmeliyiz ki rahmetin kıymetini bilelim.
Bazı soyut kelimeler vardır. O kelimeyi bilirsin ama öğrenmek için yaşaman gerekir. Tecrübe etmen gerekir. Bilmek ve öğrenmek arasında ince bir nüans var. Güveni bilirsin, güvensizliği, huzuru, huzursuzluğu, kıymeti, kıymetsizliği, değeri, değersizliği… bilirsin ama, tecrübe ettiğinde öğrenirsin. Verdiği duyguları, nasıl hissettirdiğini o zaman anlarsın. Hepsi de başka bir anlam katar yaşamına.
Yazılarını takip ettiğim bir psikolog hanımın ‘yaşadıkların bazen seni devleştirir bazen de kevgire çevirir.’ (yani delik deşik eder) dediği bir yazısını okumuştum. Hayat bu, imtihandayız. Bir insan ömrünün ortalama 77 yıl olduğunu göz önüne alırsak, sevinç, keder, hüzün, umut, mutluluk gibi duyguların hepsini yaşamışızdır ve yaşayacağızdır. ‘Ben ömrüm boyunca hiç mutlu olmadım veya hiç mutsuz olmadım’ diyen bir insanla karşılaşmamız imkansızdır. Bazen insanı insan yapan unsurlar büyük acılar, büyük umutsuzluklar ya da büyük sevinçler olabiliyor.
Hayatımızda biten herhangi bir şey için vahlar çekip, aşırı(!) üzülmek yerine yeni başlangıçlar yapmak büyütür insanı. ‘Şöyle yapsaydım böyle olacaktı.’ gibi bir cümleyi ben kendi hayatımda kabul etmiyorum. Öyle olması gerektiğini düşündüğüm için öyle yapmışımdır. Şayet sonucunda doğru ve olması gereken şeyi yapmışsam başarımdır. Ders almam gerektiğini anladığım şeyi yapmışsam tecrübemdir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Ahmet Hamdi Tanpınar diyor ya; ‘’Tecrübe sahibi olmak demek yıpratılmış olmak, muayyen hudutta ve muayyen fikirlerde donmuş olmak demektir.’’
Sizce de biraz trajikomik değil mi. Olgun insan tecrübeli, tecrübeli insan yıpranmış ve yaralı:)
Elif Peker