Fatih PekerTöreli Yazılar

Romansal Sinema’nın ilanı ve NBC’nin bu topraklarla derdi üzerine

Fatih Peker

Romansal Sinema’nın ilanı ve NBC’nin bu topraklarla derdi üzerine

Kuru Otlar Üstüne filmi vizyona girdi. İzleyenlerin yaptıkları yorumlara göz attım. Tabi Nuri Bilge Ceylan’dan (NBC) konuşulacaksa çok dikkatli olmak lazım zira sinema özelinde sanat camiasından külliyen aforoz edilme tehlikesi var. Okuduğum ve dinlediğim yorumlarda bu durum hissediliyor. Hatta bunu ifade edenler de var.

Bu yazının iki aşaması var birincisi tespit ikincisi eleştiri.

Tespit:

Benim böyle bir kaygım olmadığı için rahat rahat NBC sineması ve NBC psikolojisine dair birkaç kelam yazmak isterim. NBC, ilk dönem filmlerinde imgelere dayalı sinematografiyi önceleyen bir yöntem oluşturmuştu. Durağan, fotografik sinematografisi ile yoğun imgelere yaslayarak bir dil ile anlatmak istediklerini yansıtıyor, insan psikolojisinin derinlerindeki karamsarlığı, çıkmazları, sıkışmaları ilmek ilmek dokuyordu… NBC son filmlerinde malumunuz üzere daha fazla replik ve konuşmaya ağırlık veriyor. İlk dönemi ile son dönemi arasında sınır filmi Bir Zamanlar Anadolu’yu bir hibrit geçiş filmi olarak belirliyorum.

Son filmleri; Kış Uykusu, Ahlat Ağacı ve Kuru Otlar Üstüne daha fazla replik içermesiyle birlikte filmlerin asıl mesajı/amacı bu konuşmalara oturtulduğunu hatta, sinematografinin yetmediğini düşündüğü noktalarda iç sesler kullanıldığını izledik. Bu filmlerindeki üslubu sanki bir roman yada uzun bir hikayenin içindeymiş hissi uyandırmıştı. NBC bazı mülakatlarında bu yöntemi hakkında konuşmalarına şahit olduk. Dileyen bulabilir bu videoları.

Çok uzatmadan NBC’nin son dönem filmlerinin tarzından hareketle yeni bir kavram ortaya atmak istiyorum. NBC sinemasının ikinci dönemini; literatüre girsin lütfen Romansal (romanesk) Sinema olarak tanımlamak istiyorum. Elbette sinema ve romanın farklı dinamikleri olduğu ortada ama bir anlatıya dayanan bu bağlamda Aristocu forma yaslanan iki sanat dalı çerçevesinde romanın sinemadan daha erken ortaya çıkmış olması kavram isimlendirmesinde yer bulmayı hem tarihsel hem de biçimsel olarak hak ediyor diyebilirim.

Eleştiri.

Nuri Bilge Ceylan sinemasında bu topraklara ve medeniyet değerlerine pek atıf yapılmaz. Genelde evrensel hikâyeler bağlamında bir taşra eleştirisi, dolayısıyla bu memleketin sosyolojisine ağır eleştiriler yöneltir. Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki mekan kullanımları, karakterlerin temel motivasyonları, sosyolojik konumları hep seküler hep bir öteki pozisyonunda esasında yabancıdır. Bu iddialarımı film karakterleri üzerinden tek tek tanımlamak istemiyorum. Oturup çalışmak gerekir ama rahatlıkla genelleme yapabilirim.

NBC’nin son filmi Kuru Otlar Üstüne filmindeki karakterlerin alayının bu toprakların medeniyet değerlerine yine yabancı olmalarını izledik. Hatta Nuray’ın bizzat kadim medeniyetimizin temel dinamiklerine düşman, anarşiyle de olsa bu değerleri ortadan kaldırmayı ana hedef gören sol ideolojinin sempatizanı olması, Samet’le girdiği sorgulama diyaloglarında onu tanımaya, tartmaya hatta ikna etmeye çalışan, ideolojisini çeşitli felsefe ve mantık taktikleriyle dikte etmeye çalışan örgüt mensubu kıvamında gözümüze sokması, Samet karakterinin de ancak kendi nihilist bakış açısıyla bu görüşlere karşı durmasını gördük. Hikayenin geçtiği beldenin iki yerli karakterden biri veteriner ile seyircinin tanışması küfür ve alkol ile oldu. Diğer yerli karakter ise yine alkolik ve terör örgütü sempatizanı.

NBC’ye kızgın mıyım? Hayır. Fakat son dönem Türk sinemasının en başat yönetmenlerinden birisinin bu dünya görüşü ve ideolojisi, Kuru Otlar Üstüne filminde artık ayyuka çıkan yabancı pozisyonu ile beni epey rahatsız etti. Zira yabancılaşmanın getirdiği büyük buhranların memleketimiz üzerinde ne büyük varoluş tehditleri getirdiğini bilen birisiyim. Bu karakterler toplumda yok mu? Elbette var. Daha fazla radikal görüşleriyle, daha fazla bananecilikleriyle daha fazla popülistlikleriyle (filmdeki ilçe milli eğitim müdürü, okul müdürü ve öğretmenleriyle) var. Ama ve lakin kardeşim! bizim büyük medeniyet değerlerimiz de var.

Yönetmenler aslında tek film çekerler diye bir söz vardı kimindi nerde okudum hatırlamıyorum. NBC ilk filminden son filmine kadar çektiği filmlerin ortalamasında maalesef bu topraklarda olmaktan pek memnun birisi değil, bu toprakların karanlığından! sıkılmış ve sıkışmış bir yabancı olduğunu, Kuru Otlar Üstüne filmiyle yine gösterdi. NBC maalesef çok iyi bir Avrupalı yönetmen oldu.

Sonuç:
Dönüp dolaşıp söyleyeceğimiz son sözümüz, kültür ve sanatı medeniyet değerlerimizle harmanlayarak ve kendi formumuzu ortaya koyarak ancak evrensel sanat eserleri çıkarırız. Kültür sanat eğitimi ve felsefesini önemsemezsek aksi durum ortada… Senin sineman sana, benim sinemam bana…

Fatih Peker

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu