Türkiye Yazarlar Birliği Töreli Türk Edebiyâtı Okumalarında bu hafta “Hakikat Alanı İçerisinde Dedem Korkut” anlatıldı.
Çapraz, ilk olarak Dedem Korkut’un başta “Ata”, “Dede” kimliği olmak üzere, tıpkı Türkistan’daki Ahmet Yesevi gibi, Müslüman ermiş ve bilge tipinin Anadolu’da vücut bulmuş hali olduğunu belirtti. Oğuzname’nin ise, Dede Korkut’un bir anlatısı olarak aslında kökleri tâ Göktürk dönemine kadar uzanan Oğuzların töreli bir toplum ve vatan kurma idealinin bir destanı olduğunu dile getirdi. Oğuzname’deki kahramanların, her ne kadar birer “Alp” kimliğiyle karşımıza çıksalar da, Dedem Korkut’un şahsında tecessüm eden dinî ve ahlâkî değerlere bağlılıkları nispetinde kâmil insan vasfı kazandıklarını, dolayısıyla bizlere de bu vasfı kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.
Çapraz, “Oğuzname, Türk inancını ve töresini İslâm’ın öne çıkardığı değerler üzerinden aktarır. Dolayısıyla Türklerin İslâm’la kazandıkları motivasyona bağlı olarak insanları iyiliğe ve doğruluğa teşvik eder.” diyerek Batılılar tarafından bile Oğuzname’den hareketle, “Dede Korkut Etiği” altında yazılar kaleme alındığını ifade etti. Dolayısıyla “Dede Korkut, bugün de tıpkı kendi “dede”lerimizin icra ettiği gibi dinî ve ahlâkî değerlerin anlatıcısı ve aktarıcısı olarak karşımıza çıkar. Hatta, “Korkut tipi” adıyla bir odağa da dönüşmek suretiyle pek çok sözlü anlatı geleneğinin de teşekkülünü sağlamıştır” diyerek de Dedem Korkut’un hakikatını “Dirse Han Oğlu Boğaç Han” hikâyesinden hareketle ortaya koydu.
Dede Korkut üzerine yapılan çalışmaların ise daha ziyade onun yapısına, metnine, motiflerine, halk bilimi unsurlarına ve az da olsa felsefî tarafına odaklandığını halbuki Oğuzname’nin Töreli Türk Edebiyâtı’nın temel kurucu metinlerinin başında geldiğini dinleyicilerle paylaştı.
Son olarak da Oğuzname üzerine ilk ve kapsamlı çalışmaların Batılı oryantalistler tarafından yapılmış olmasının dünyanın eskiden beridir Dede Korkut’un hakikatının bilincinde olduğunu; fakat bizde Dedem Korkut’a dönük hakikat odaklı yaklaşımların sadece Azerbaycan akademisyenlerinin çalışmaları sayesinde vücut bulabildiği kaydetti.
Çapraz, Oğuzname’nin bugün unutulmuş büyük bir değer olduğunu, dolayısıyla eserin tanıtımı için daha çok gayret göstermemiz gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.