
Ücretli Öğretmen Mobbingi
–Kamu Adına Açık Bir Şikâyet–
İl: İstanbul…
İlçe: K…..
Kurum: MEB’e bağlı bir ilkokul…
Tarih: Ekim 2024…
Emekliliği geçmiş ücretli bir sınıf öğretmeni…
Seçim zamânı, henüz körpe çağ çocuklarına, zehir saçan diliyle, ateş saçan yüzüyle politikanın en şedit yüzünü militanca göstermektedir…
Okul yıl sonu gösterileri adı altında sene boyunca bir dans sınıfı oluşturulması için, öğrenci başına 5 bin lira isteyerek velîleri dans-oyun öğretmeni tutulmasına zorlamaktadır…
Sınıf annesi vâsıtasıyla zaman zaman öğrenci velîlerine kendisi için MEB sisteminde memnûniyet bildirme hattından “teşekkür oluşturma” yönünde zorlayıcı yönlendirmelerde de bulunur…
Mütedeyyin ve muhâfazakâr âile öğrencileri ile velîlerini, bırakın güzel sözlerle teşvik etmeyi, iğrenç üslûbuyla iğnelemekte ve eline geçen her fırsatta aşağılamaktadır…
Göz boyayıcılık ve pazarlama teknikleriyle ve de sınıf annesi denilen velînin mârifetiyle, sınıf velîlerinin bir kısmının gözünde kendisini âdetâ tartışılmaz idol hâline getirir; o velîler vâsıtasıyla da diğer velîleri korkutup sindirir…
Bu öğretmen, “Okul Müdürü” tarafından “ben nereye, o oraya” sözleriyle kayırılmakta; aslâ vazgeçilmez ideal bir öğretmen olarak velîlere pazarlanıp, sunulmaktadır…
Bu ücretli öğretmenden öğrenci ve velîlerine yönelen bu mobbing fiilleri, artık kaldırılamaz, tahammül edilemez hâle gelince, velîlerden biri CİMER’e şikâyette bulunur…
Şikâyet, araştırılması, soruşturulması ve gereği yapılması üzerine kademe zinciriyle Okul Müdürü’ne ulaşınca, Okul Müdürü bu şikâyeti öğretmene haber verir… Bunun haberini alan öğretmen, velîleri toplar, onlara veryansın eder, onları savcılığa şikâyette bulunacağı tehdîdiyle korkutur…
Ardından, Okul Müdürü’nü sınıfa çağırır ve birlikte velîleri korkutup tehdit ederler; bilhassa şikâyetinden şüphelendikleri birkaç velîye duyurarak –konuşsunlar diye– gözdağı verirler…
Şikâyette bulunan velî, İlçe Millî Eğitim Müdürü’nü durumdan ve yapılanlardan haberdâr eder; ama, üstünün kapatılmaya çalışılmasıyla hayal kırıklığına uğrar…
Sonuçta velî, çocuğunu o okuldan alıp daha uzaktaki bir mahallenin ilkokuluna gönderir… Öğrenci ile velîsi huzûra kavuşur; yeni okulda hakîkatlı ve müşfik bir öğretmenle, neredeyse unuttukları eğitim-öğretim sürecine yeniden başlarlar…
Gerisi mi..? Geride kalanlar mı..? Aynı tas, aynı hamam..!
Bu açık şikâyet, kamu adına bir vatandaşlık borcudur…
Selâmet ve letâfetle kalınız…
Abdülkadir Dağlar