Çok büyük acılar yaşıyor insan. Çok büyük yıkımlar, çok büyük felaketler, çok büyük çöküşler…
Çoğunlukla kendi elleriyle yaptıklarının enkazı altında kalır İnanoğlu. Yanlış zemin üzerine kurduğu binaları bir de eksik inşa eder, yıkımın tuzu biberi olsun diye.
İnsana ve hayata dair her şey, birbiri ile ilgilidir bir şekilde. Biri diğerinin göstergesi; öbürü ötekinin sebebi veya sonucudur.
İnsanın insanla ilişkisi, insanın doğayla kâinatla ilişkisi gibidir.
Mesela, yanlış zemin üzerine kurulmuş binalar, yanlış başlayan ilişkilere benzer. Üstüne bir de inşa sürecinde hatalar oldu mu, olup olacağı bellidir.
Binanın kumu, demiri, çimentosu eksik olursa; sevgisi, sıcaklığı, samimiyeti, güveni eksik evlilik gibi, ilk sarsıntıda olmasa bile en ufak bir artçı sarsıntıda yerle bir olur. Yıkıntıların altında kalanların vebali, inşa edenlerin suçu olsa da ne fayda.
Çatlakları, hafif hasarlıları onarmak kolaydır. Eskisi gibi olmasa da içinde oturulabilir. Ya ağır hasarlı veya yıkık binalar?
Siz, yıkıntıların tamir edildiğini duydunuz mu hiç? Yıkıntı dediğin, tamir edilemez, kaldırıp atılır. Yerine yeni bir inşaat yükselmesi için bu gereklidir.
Ne var ki aynı zemin olduğu sürece kurulacak yeni bina da aynı kaderi yaşamaya mahkûmdur. Hem zemin hem de inşa süreci değişmek zorundadır.
Yoksa, ölenler öldüğüyle kaldığı gibi, yeni binada oturacak olanlar da aynı sonu yaşamaya aday olurlar.
Allah, maddi ve manevi yıkıntıların altındakilerin yardımcısı olsun. Ölenlere katından rahmet, kalanlara sabır versin.
Maddi yıkıntıların çözümü var da manevi yıkıntıların çözümü var mı bilemem. Maddi enkaz, manevî enkazı tetiklemez ama manevî enkaz, maddi enkazın neredeyse birinci sebebidir.
Allah, gönüllerimizi rızasına yönlendirsin. Manevî hastalıklarımıza şifa versin. Sonumuz hayrolsun.
Not: Nasipse insana ve hayata dair yazılarımız ile www.torelifikir.net platformunda olacağız. Site yönetimine ve davet eden Mustafa Süs hocama teşekkür ediyorum. Törelifikir, hayırlı uğurlu olsun
İzzet Irmak
#deprem #depremyazıları #demyazıları