Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Şubesi Töreli Türk Edebiyatı Okumaları 91. Haftasında Dr. Nuh Uçgan’ın Göynüklü Ahmed Efendi’nin “Tarih-i Göynüklü” eserini tanıtımıyla devam etmiştir. 1650’lerle 1759 arasında yaşamış, Osmanlı maliye bürokrasisinin en alt kademesinden Şıkkı Sani Defterdarlığı gibi en yüksek ikinci makama kadar yükselmiş Göynüklü Ahmed Efendi’nin yirmiden fazla konuyu ihtiva eden geniş mecmuasının 1711-59 arası Osmanlı tarihi gelişmelerini kapsayan ve Yazma Eserler Başkanlığı tarafından neşredilen kısmı sohbet konusu edilmiştir. Songül Çolak ve Metin Aydar tarafından yayına hazırlanan eser dolayısıyla Osmanlı siyasi, diplomatik ve toplumsal hayatının birincil kaynaktan aktarılmasının oldukça önemli olduğu vurgulanmıştır. Göynüklü Ahmed Efendi’nin bir maliye bürokratı olması hasebiyle dönemin gelişmelerini doğrudan gözlemlemesi yanında resmi bir tarihçi kaygısıyla yazmaması da eserin değerini artırmıştır. Sohbette Göynüklü’nün gözlemlediği tarihin Karlofça sonrasına (1699) denk geldiğine dikkat çekilerek özellikle asker-siyaset ilişkileri gibi Osmanlı’nın ideal düzeninde gözle görülür gevşemelerin başlamasına, Prut Seferi (1711’de Rusya’ya karşı), Mora Seferi (1715’te Venedik’e karşı) ve başarısız Nemçe Seferi (1716-18’de Avusturya’ya karşı) gibi gelişmelere, Safevi İran’ının dağılması sonrası Nadir Şah İran’ı ile diplomatik ilişkilere, III. Ahmet’in (1703-30) Patrona Halil isyanı sonrası tahtan indirilmesi gibi iç ve dış olaylara bu yazma eserde değinildiğinden bahsedilmiştir. Nihayet Göynüklü Ahmed Efendi’nin Lale Devrinde yaşamasına rağmen söz konusu kültürel değişim konusunda ayrıntı vermese de Osmanlı düğün ve sünnet şölenleri ile ilgili gözlemlerini de aktardığı konuşulmuştur. Sohbet Osmanlı siyasi, diplomatik ve toplumsal hayatının anlaşılması bakımından yazma eserler gibi birincil kaynakların öneminin altının çizilmesiyle bitirilmiştir.