Devre birincisi kızımız Erdoğan’dan diplomasını alırken başka…
O ayrıldıktan sonra farklı bir kişilik sergiliyor.
Sanırım, önceden organize olmuşlar.
Önceden organize olmasalar olayı kılıç çatmada bırakırlar, kafalarına göre “subay yemini” adı altında ikinci bir metin uydurmazlardı.
Biz mezun olurken neden böyle bir yemin etmedik?
Sanıyorlar ki, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye slogan attıkları için eleştiriyoruz.
Değil kardeşim.
“Mükemmel Devlet” nispi temsilin devlet içindeki yaygınlığına bağlıdır.
Aynı devlet daireleri gibi…
Temsil gücü ne kadar güçlü ise birbirini denetleyenler o kadar fazlalaşır. Herkes birbirini kontrol eder, kimse ne haksızlık yapabilir, ne yolsuzluk, ne de hırsızlık!
Gayrımüslim azınlıklar hariç… Ordu içinde ulusalcısı da olmalı, ülkücüsü de, İslâmcısı da, sağcısı da solcusu da, Alevisi de, Sünnisi de…
Lazı da, Çerkesi de, Kürdü de, Abazası da, Boşnağı da, Arnavutu da, Türk’ü de…
Gruplaşmalara asla izin verilmemeli.
Ordu, herhangi bir ideolojinin arka bahçesi haline gelmemeli!..
“Mustafa Kemal bir ideoloji mi?” diye mi soruyorsunuz?
Ben de o zaman, “Hangi Mustafa Kemal?” diye sorarım.
Bu cümleler M.Kemal’in tutarsızlığını değil, insan hayatındaki değişimlere istinadendir.
Asker siyasete karışmayacak!
Siyasetçiler de askeri siyasete malzeme etmeyecek!
Bitti.
Bir daha söylüyorum: Biz bunun sancılarını 93 Harbi’nde de çektik, Balkan Harbinde de…
Bunlar Türk tarihinin en büyük travmalarıdır.
27 Mayıs 1960, 1962-1963 Darbecisi Talat Aydemir, 12 Mart 1971, 12 Eylül, 15 Temmuz…
Darbecilerinin hiç birinin ideolojisi birbirine benzemez.
27 Mayıs solcu bir darbe olarak bilinir. 12 Eylül sağcı…
15 Temmuz ise açık CİA organizasyonudur.
Tek bir ortak noktaları vardır: Yapılan ve teşebbüs edilen tüm darbeler Atatürkçülük kisvesi altında yapılmıştır.
Kısaca mesele ortodoksi..
Atatürk, öyle çok yönlü, farklı dönemlerde farklı kişilikler ortaya koymuş biri ki…
Bu ülkede her işine gelen bir tarafını bulup kullanıyor.
Atatürk’ü doğru anlayacak olan önce adam gibi tarih okumalı.
Hasılı…
“Darbeyi başaran kahraman, başaramayan haindir”.
Parmak sallayan haddini bilmelidir.
Dönemi anlamak açısından bu mevzu aslında çok iyi oldu.
Eskiden darbe yaptırmak isteyen paşalardan medet umardı.
Alkışlayanlar teğmenlere kadar indiler demek…
Demokrasimiz gelişiyor.
Sevinin dostlar!
