Doç. Dr. Ercan AktanTöreli Yazılar

Sosyal Medyanın Dayanılmaz Özgür Düşünce Mitini Yeniden Düşünmek: “Yankı Odası”

Sosyal medya, geleneksel web döneminin ikincisi ile yer değiştirmesiyle, kullanıcısıyla ilk defa buluşmaya başlayan dijital iletişim ortamlarını ifade için kullanılan bir tanımdır. Web 2.0 olarak adlandırılan bu dönem, insanlığın daha önceden hiç yaşamadığı bir hızda paylaşım, fikir, yargıların diğerlerine aktarılması için kullanıldığı dijital ortamların ve mecraların oluşmasına olanak tanıdı. Medyanın sosyal olmasının en temel gerekçesi kullanıcıların, ortaya çıkan içerikleri elbirliği ile üretmelerinden kaynaklanmasıydı.
***
Geçmişe göre yeni olan, elbirliği ile medya içeriği üretilebilme olanağına, insanları alıştırabilmek adına sosyal medyayı ortaya çıkaran ve geliştiren teknoloji üreticilerinin kullanıcıyı heveslendirmek için bazı sloganik ifadelere ihtiyacı vardı. Bu düzlemde sosyal medyanın kendini özgürlükçü, yenilikçi gibi tanımlamalarla ifade çabası dikkat çekiciydi. Hatta 2011 yılına gelindiğinde özgürlük naralarının atıldığı, Arap Baharı olarak bilinen olayların ve daha sonra, okuyucu tarafından bilinen, pek çok toplumsal hadisenin fişeği sosyal medya mecraları aracılığıyla ateşlendi. Bu bağlamda sosyal medyadan, özgürlük, özgür düşünce, demokratik ifadelerin ana mecrası olması yönünde beklentiler günden güne artan bir ivme kazandı.
***
“Ancak çok geçmeden, sosyal medyadaki ifade ve örgütlenme süreçlerinin seyri yaşananın gerçek bir özgürleşme ve demokratikleşme süreci olup olmadığı konusunda kuşkular yaratmaya başlamıştır. İnternetin kendi benzerlerini bulabilme, tek başına cılız kalacak sesleri benzer seslerle güçlendirme imkânı verdiği doğrudur. Fakat bu dünya aynı zamanda kendine benzemeyenle karşılaşmamayı, farklı sözlere kulaklarını kapatmayı, istemediğini görmemeyi, yalnızca benzerleriyle buluşup kendi sesini benzer seslerle pekiştirmeyi de mümkün kılmıştır” . Bu noktada sosyal medya ağları başta olmak üzere tüm dijital ortamlarda müdahale ve manipülasyon gücünü elinde bulunduran makine öğrenmesi, çeşitli algoritmalar ile kullanıcısının kendisinin bile farkında olmadığı bir biçimde tanımaya ve onu kendisi gibi olanların, kendisini yabancı hissetmeyeceği, korku ve endişe duymayacağı, güven içinde hissedeceği, dolayısıyla kendisi gibi düşünenlerin mahallesinde olduğunu hissettirecek bir ortam oluşturmayı başardı.
***
Alanyazınında “yankı odası” (Echo Chambers) olarak ifade edilen bu kavram kullanıcıyı beğenecekleri görüş ve düşüncelerle karşılaştıran, karşı olduklarından da uzaklaştıran algoritmalar aracılığıyla bilgiye ulaşılan yolda önemli bir role sahip olan etmenleri oluşturur. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, karşıt düşüncelerden izole edilmiş yankı odalarında yalan içeriklerin sürekli bir biçimde dolaşımda olması, buna maruz kalan kitlenin gerçeğe ve doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırmaktadır .
***
Dolayısıyla yankı odası eliyle kullanıcıların kendisi gibi düşünenlerden başka herhangi bir düşünceyi, fikri, yargıyı görebilmeleri neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Bugün kimi çevrelerce yapılan kuşak tanımlamalarında Z kuşağına karşılık gelen gençlerin dijital iletişim platformları ve sosyal medya uygulamalarını düşünürken, yankı odası fikrini aklında tutması gerektiği konusu önem taşımaktadır. Akılda tutabilmesi için, yalnızca gençlerin değil tüm kullanıcıların, öncelikle yankı odası kavramıyla altı çizilmeye çalışılan manipülatif, daraltıcı, at gözlüğü işlevi gören filtrelerin neye yaradığı/neye yol açabileceği fikrini duyması, anlaması, kabul etmesi önemlidir. Başta Amerika olmak üzere, tüm dünyada yakın dönem siyasal seçimleri incelendiğinde, yankı odasının işlevi daha da görünür hale gelecektir. Bu düzlemde kullanıcının okuduğu, gördüğü, yaptığı her paylaşımda “özgür düşünce” fikrini yeniden ve yeniden sorgulaması gereklidir diyebiliriz.
***
Peki ya aksi olursa ne olur?
Yankı odasına maruz kalma, en kolay anlatımla bilgi çeşitliliğinde azalma, homojenlik (dolayısıyla farklı fikirlerin iflası), grup düşüncesinin oluşması (olası eylem ve düşünce biçimlerine duyulan ihtiyacın azalması), farklı gruplardan izolasyon, gruba aşırı güven (ortamın mekanizmalarını tamamen benimseme), güven manipülasyonu, gruptan çıkışın zorluğu, kutuplaşma, yanlış bilgi ve sahte haberlerin kolayca yayılması, sapkın davranışların normalleşmesi gibi oldukça önemli sorunların oluşmasına yol açabilecektir.
***
Sayılan etkiler düşünüldüğünde yankı odasının nelere yol açabileceği çok fazla izaha gerek bırakmamaktadır. Ancak özellikle vurgulanmasında yarar görülen husus; özgürlük sanrıları altında zihinlerin iğfal edildiğinin görülmesi gerektiğidir. Bu bağlamda, sosyal medya ortamlarında özgürlük/özgür düşünce fikrini dillendirirken yeniden düşünülmesinde yarar görülmektedir.

Vesselam!

 

Kaynak:

Varol, Sibel Fügan (2022), Yankı Odası: Kavramsal Bir Çerçeve, The Journal of Academic Social Science Studies, 15 (91), ss.457-474.
Şen, Ayşe Fulya ve Taşdelen, Hacer (2020), Post-Truth Siyaset Bağlamında Yeni Medya: 2019 Yerel Seçimi Örneğinde Bir İnceleme, 33, ss.11-34.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu