Kalp Anahtarı
“Hakkı muhabbet ehli habib-ul kulübdır.
Kim narı-ı aşka yansa nur-ul ayn olur.”
(Hakkı, muhabbet ehli, hep kalplerin sevdikleridir. Kim aşk ateşinde yansa, o gözlerin nuru olur.)
İçi, anlamı, hissi, çehresi boşaltılmış bir kelime de “aşk” tır. Var ettiğin şu kâinat aşk kokar; yıldızların, güneşin, denizlerin, tabiatın… Yalnızca insanoğlunun kalbine sığdırdığın, ölümden sonrada bizimle var olmaya devam edecek olandır aşk.” Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım”, ilahi ifadesinin muhatabı olan peygamberimizin nezdinde, yeryüzünün halifelerine verilendir aşk… Mevlana’nın Şemse olan hissi yalnızca Rabbe duyulan aşkın aynası idi. Aşkın membaı elbette Allah’tır. Kim ki hakiki aşkı bulursa dünya lezzetleri ve eziyetleri onu irdelemez, varlığını hissettirmez. Âşık kendi vücut elbisesinden çıkar ise o vakit aşk var olur. Neslimize anlatamadık gerçek aşkı ya da yaşayamadık canlı canlı… Bedenlere, zihinlere, zevklere hapis olmuş günümüz aşkları, kirletiyor tüm ruhları. Diziler, magazinler, sosyal fenomenler, youtuberler, öğretiyor aşkın olmayan hallerini. Ruhumuzu ferahlatan Allah’a giden kapıyı bize aralatan, bu anahtar kelimeyi hakiki anlamı ile yaşayalım, yaşatalım inşallah.
Temennim şudur ki; karanlıklarda olduğumuz anne rahminden, feraha ve ışığa çıktığımız gibi, ikinci bir doğuş olarak nefsani karanlıklardan çıkarak, temiz ve hakiki olanı bularak, onun rızası ilahisiyle tüm yaratılanlara merhamet ve muhabbetle muamele etme temennisiyle. Aşk-ı muhabbetle kalın…
Elif Yıldız
