EdebiyâtSerap YavaşTöreli Yazılar

Dil Ziyneti

Kefe(n) sende... Sükût neden altın mesabesinde?

Dil Ziyneti

“Bunlar güvercin, dedim, gövdesinin inceliğinden…
Kumru olsa… dedim, ona baktım
Baktım beni dinlemiyor
Güvercinler uçtu, sustum”

Bazen konuşmaktan yorulan insanın susması icap eder. Bu yorgunluk, beyhude konuşmanın verdiği bir yorgunluktur. Ekseriyetle ya derdini anlatamayan travmatik bireyler çok ve boş konuşur ya allamelik taslayanlar. Öyle diyorlar… Boş konuşmak. Bir tür, kelamın “mukteza-yı hâle mutabık olmaması” hâli. Tabii bir de muhatabın konuşanı ciddiye almamasından yahut anlamamasından doğan bir beyhudelik söz konusu olabilir. Ezcümle sebep her ne olursa olsun söz menzile erdirmiyorsa sahibini, susmaktır en evlası. Dinle(n)mek, dinle(n)ebilmek için.

Fakat insan bazı zamanlarda susmak mı hayır yoksa konuşmak mı, karar veremez. Bir kelam etse hararet artar, tek kelam etmese hararet başka surette yine artar. “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.” mesela; üstelik “susmak elbette zehirlidir ve rahatlık getirir yazıklanmak da.” Yine de insan, kimseye musibet isabet etmesin derken susmakla konuşmak arasında, lafı eveleyip geveler.
Bazı durumlarda ise “Ya hayır söyle, ya sus!” düsturu zihnini derdest eder. Hayy Allah! Her hayır, her ortamda söylenmez oysa. Susmak icap eder. Ama hangi anlamda?
İnsan bu ya! Aşka duçar olsa; bazen “Sus kimseler duymasın / Duymasın ölürüm ha…” der; bazen “Susuşun yıkıyor beni en zayıf yerimden.” diye sayıklar.
Bazen hazin bir hatıra gibi çakılır zihnine suskunluk. Zira “Şimdi anımsanması gereken bir şeyler vardır / Bir çığlık kadar sessizlik de anımsanır.” Bazen de söndürür varlığın tüm çerağlarını. Çünkü bilenler bilir “Dilce susulup bedence konuşulan bir çağda…” hakikatin kolay anlaşılmayacağını.
Bazen insan “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı” ihtarında kefe(n/y)i gözardı eder de “Çırpını çırpını giden atlardan indik / Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına” diye hayıflanır.
“Dert söyletir.” kimini; asil ve vakur bir duruş bahşeder kimine, Yakub (as) gibi.
“Konuştum konuştum konuştum / Ağzımı açmadan” der kimi, muhatap bulamadığı için mi? “Söz yavan!..” kalır bazı ahvâl ve şeraitte. En nihayet “İnsan kayboluyor kendi sesinde…”

Kefe(n) sende… Sükût neden altın mesabesinde?

Serap YAVAŞ

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. “Bir yıldızla konuşurum,
    Susmuşum Meryem gibi…
    Söz işlemez yüreklere,
    Sükutum dağlar gibi.”

    Dosta selam 🍃

    1. Aleykum selam ve rahmetullah, halis dost…

      “Kimin ülkesinden geçsem
      Şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
      Cesur ve onurlu diyecekler
      Hâlbuki suskun ve kederliyim”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu