Suzan TaçyıldızTöreli Yazılar

Özge Canlar Yaşasın!

Suzan Taçyıldız

11 Şubat 2015’te yaşanan vahşice olayın geçen günlerde yıl dönümü gerçekleşti: “ÖZGECAN ASLAN” cinayeti. Yine ciğerimiz dağlandı, söylenen sözler tekrar akıllarda yankılandı. 19 yaşında hayatındaki gayeleri gerçekleştirmek adına oradan oraya koşturan bir genç kız. Bu cinayetle beraber toplumun duyarlı insanları 2015’te Özgecan’la bir kez daha öldü.

Türkiye kadına şiddet uygulanan ülkeler listesinde ilk sıralarda bulunuyor. Her gün yeni bir şiddet haberiyle sarsılıyoruz ve ne yazık ki kadın katliamlarının, tecavüzlerin önüne geçemiyoruz. 9 yılda peki ne değişti? Bana kalırsa alınması gereken önlemlerin hiçbiri alınmıyor, kadınlar evde, işte, sokakta yaşamlarının her alanında baskı ve şiddete maruz kalıyor.

Tecavüz ve şiddet karşısında uygulanan ‘iyi hal’ indirimlerinde öfkeleniyoruz, üzülüyoruz; ama üzüntülerimiz öfkelerimiz, yeni olayların yaşanması da kanıtıdır ki yetersiz kalıyor. Örneğin 4 yıl önce yaşanan bir olaydan bahsedelim; sıktığı kurşunla karısını felç bırakan ve karısının erkek kardeşini silahla yaralamasına rağmen sırf duruşmalara kravat ile geldi diye iyi hal indirimi uygulanan ve cezası düşürülen Emre Aşkını hatırlayabiliriz. Sokağa çıkan, çalışan, tek başına yürüyen, sesli gülen, okuluna giden kadını ‘ahlaksız’ ilan eden bir toplum içinde yaşamaktayız ve böyle düşünen anne babalar var, gelecek nesillere de düşüncelerini ilmek ilmek işleyen anne babalar…

Özgecan Aslan o gün otobüsteydi ve yaşanan cinayetin vahşiliğine değil de o saate bir kızın otobüste  olmasından rahatsız olanları gördük. İnsanlığımızı kaybettiğimizi gördük… Biz kadınlar her gün patriyarkanın (erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzenidir) altında bir kademe daha eziliyoruz. Geçen gün okuduğum bir yazıda kadın cinayetlerinin politik olduğu gerçeğini şu şekilde örneklendirilmişti; doğal bir varlık olarak insan, hayvanlar gibi tamamen savunma güdüsü ile cinayet işlemiyor artık. Bir şempanzenin diğerini öldürmesinin gerekçeleri ve o katletme anına varan süreçler, artık insanınki ile ayrılıyor. Mesela özel mülkiyet, kıskançlık, aşağılanmış hissetme, yaptırımların azlığı , yasal açıklar, toplumsal meşruiyet, dini meşruiyet gibi sonradan yaşamımıza dahil olmuş ve “devletin” bizzat kontrol ve müdahalesi ile iyice kurumsallaşmış kavramlar buna örnektir.

Ülkemdeki bu tabloyu, gözü dönmüş canileri, işlenen cinayetlere izin veren ve onlara bahaneler sunarak haklı kılan zihniyeti bu şiddetin destekçilerini kınıyorum. 9 yıldır çığlığı susmayan Özgecan Aslan’ı rahmetle anıyorum.

Suzan Taçyıldız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu