Doç. Dr. Selami AlanTöreli Haberler

Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Şubesi Töreli Türk Edebiyâtı Okumaları – 85 –

Doç. Dr. Selâmi Alan: "Üsküplü Abdülfettah Rauf’un Mısralarında 'Zulmetten Nûra' Koşan 'Nesl-i Necîb”

 ÜSKÜPLÜ ABDÜLFETTAH RAUF’UN MISRALARINDA “ZULMETTEN NÛRA” KOŞAN “NESL-İ NECÎB”

85. Haftasında bu akşam Türkiye Yazarlar Birliği Bolu Şubesi Töreli Türk Edebiyâtı Okumaları Doç. Dr. Selâmi Alan hocamızın “Üsküplü Abdülfettah Rauf’un Mısralarında ‘Zulmetten Nûra’ Koşan ‘Nesl-i Necîb” Başlıklı musâhabesiyle devâm etti.
Doç. Dr. Selâmi Alan bu akşam özetle  şu konulara değindi:
Osmanlı Devleti uzun yıllar hâkimiyetinde tuttuğu bu topraklara, Balkan Savaşları’ndan sonra veda etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı yönetiminin buralardan çekilmesi, bölgede yaşayan Türk nüfusun bu durumdan her yönüyle olumsuz şekilde etkilenmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla bölgedeki Türk edebiyatı da bu dönemde darbe almıştır.

Özellikle, Tito yönetiminde 2 Aralık 1945’te kurulan Yugoslavya Federal Demokratik Cumhuriyeti’nin komünist rejimi kabul etmesiyle Müslüman ve Türklere uygulanan baskı ve zulümler daha da şiddetlenmiştir. Gerek Balkan Savaşları gerekse I. Dünya Savaşı neticesinde bu topraklarda kurulan devletlerin hiçbiri, Balkanlarda azınlık durumunda kalan Türklere hiçbir konuda hak ve özgürlük tanımamıştır. Çıkarılan bütün zorluklara rağmen Türkçenin varlığını Balkanlarda yok edememişlerdir. Türkçe ve Türk edebiyatı, sınırlı imkânlar içinde de olsa Abdülfettah Rauf gibi edipler vasıtasıyla varlığını muhafaza etmiştir.

İrticalen şiir söyleme hasletine sahip olan Fettah Efendi; günlük hayatında edebiyat ve şiirle iştigal eden, yazdıklarını çevresindekilerle paylaşan ve bu sanatı ilgi duyanlara öğretme gayretinde olan biri olmuştur. Balkan Türklerinin yaşadıkları güncel sıkıntıları yakından takip etmiş ve şiirlerinde topluma yol göstermeye çalışmıştır. Bu bağlamda kaleme aldığı şiirlerden biri de “Zulmetten Nûra” adlı şiiri olmuştur.

“Zulmetten Nûra”, aslında kitaba alınan şiirlerden birinin adıdır. Şairin ikinci kitabına ismini veren bu şiir, iki yüz altmış üç mısradan oluşan uzun bir şiirdir. “Zulmetten Nûra” şiiri, Balkanlardaki Müslümanların geçmişten geleceğe uzanan tarihinin bir panoraması gibidir.

Şiirin ilk bölümünde geçmişle şimdiki zamanı kıyaslayarak eski günleri tekrar elde etme arzusunu dile getiren Fettah Efendi şiirin devamında, mazinin bile hayran olacağı bu günlerin gelmesi için yapılması gerekenleri sıralar. Halkın nezdinde Hakk’ın kuvvet ve kudretinin sağlamlaştırılmasını, şanlı tarihin zihinlerde ebedîleştirilmesini, vatanın güç ve saadetinin arttırılmasını ve milletin ihtişamının sonsuza dek sürdürülmesini arzu eder.

Fettah Efendi, okurunu İslâm tarihinin, İslâmiyet’in doğuşundan Viyana Kuşatması’na kadar uzanan önemli duraklarında gezdirdikten sonra, bu tarihi yazan kahramanlardan bahsetmeye başlar. Sadece toprak fethetmekle kalmayıp Basra, Kûfe, Şam, Kudüs, Bağdat, Semerkant ve Buhara gibi merkezlerde ilim irfan merkezleri kuran bu kahramanların cihat ruhu ve azimle mücadele ettikleri için başarılı olduklarını söyler.

Şiirde utanılacak iki kavram olarak verilen ürkeklik ve miskinliğin aksine öne çıkarılıp yüceltilen kavramlar ise cihat/mücadele ve irfandır. Başka bir ifadeyle Fettah Efendi, bu şiirinde zıt kavramlar üzerinden arzu ettiği toplumda olması ve olmaması gerekenleri aktarır. Etrafındaki insanları uyarmaya, uyandırmaya uğraşır. Böylelikle okurlarında bir kimlik inşa etmeye çalışır.

Fettah Efendi’nin hasretle beklediği “devr-i mübîn-i ikbâl”i ve milletinin ulaşmasını umduğu “istikbâl”i bir gün mutlaka gerçekleştireceklerine inandığı gençliğe verdiği isim, “nesl-i necîb”tir. Geleceğin hür ülkesini inşa edecek bu kahramanlara Abdülfettah Efendi’nin ilk tavsiyesi, düşmana karşı güçlü olmalarıdır. Bunun için de yerleri titretecek dinç ve sağlam adımlara sahip olmalarını, korkusuz yüreklerini her zaman genç ve diri tutmalarını ister. Özellikle de miskinlik ve korkaklık nedeniyle düşmanlar karşısında acziyet gösterilmesini asla doğru bulmaz.

“Oğlum” diye hitap ettiği bu gençlere, tembellerin hiçbir dönemde başarı elde edemediklerini söyleyerek mahsul elde etmek için öncelikle tohum ekilmesi ve çalışılması gerektiğini hatırlatır. Boş durarak ve tembellik yaparak bu derde çare bulunamayacağını belirtir. Bunun için de gençlere yapmaları gerekeni; “Sıçra durma oku çırpın çalış oğlum davran” mısraıyla sıralar.

Nitekim “Zulmetten Nûra” şiirinden hareketle, Fettah Efendi’nin Balkanlardaki Müslümanlara ve Türklere uygulanan baskıdan muzdarip olduğu, onların öz benliklerini kaybetmelerine üzüldüğü ve bu durumu kaleme aldığı şiirlerle tersine çevirmeye çalıştığı söylenebilir.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu