Neyi çok bekler
ve umarsan, senden uzaklaşır…
Hem ne demiştik;
İstenileni almak değil, razı olmaktır imtihan…
Der Yunus Emre. Gün boyu düşünmeye vaktimizin olmadığı zamanların gecesinde belirir en mütenahi yaraların sızısı. İsteyip de karşısında dimdik duramadıklarımızın yavaş yavaş bizden uzaklaşmasına şahit oluruz, dimdik dururken bile. İstiyoruz, istiyoruz, ve daha fazla istiyoruz her gün bir diğer günden fazla. Annesinin elinden tutmuş bir çocuğun mağazada gördüğü bir oyuncağı canhıraş istemesi gibi fazla. 5 dakika sonra karşısına çıkan başka bir oyuncağı görünce diğerine hevesinin azalması gibi gelip geçici… İstediğimiz şeyler için ne kadar yalvarsak da Rabb’e, bazen olmaz. Bazen ne yaparsan yap senin için hayırlı olmayanı Rabbin sana nasip etmez. Sen, seni duymuyor sanan rabbin için her gece şükreden değil misin? O sana en güzelini vermek için sabretmen gerektiğini sana her gün öğreten değil mi? Neden en güzeli için beklemek varken, çiçeklerin olmadığı bir diyarda oksijen solumak isteyesin? Baharı bekle, her yağan yağmurun kasvetinde boğulmayı kendine hak mı göreceksin? Yağmur illa ki yağacak, çiçekler illa ki boynunu bükecek ve güneşin bulutların ardına saklandığı günler illa ki olacak. Sen hepsine razı ol. Sen; yağmurun tenine değdiğini hala hissediyor oluşunda kal, çiçeklerin tekrardan açacağını biliyor umuduyla yeşer her gün. Güneşi göremiyorsan kafanı kaldırdığında, kendi hayatına güneş ol. Yolda başımıza gelenleri kendimize çok mu dert eyliyoruz, onun her derdinde vardır tüm muazzamlığın toplamı. Derdine her gün şikayet eder mi oluyorsun? İleride şükretmek için çektiğin cefaların başlangıcı.
Önümüze sunulan mükafatlara bir perde çekmişiz gibi her yaşanılan şeyin kötü tarafında takılı kalıyoruz, o perdeyi açmak için bir adım attığında göreceksin renkleri. Hiçbiri mi olmadı? Adım atacak mecali kendinde mi göremedin? O zaman razı ol. Mutsuzluğu da dibine kadar yaşa, mutluluğu da. Her duyguyu en derinden hisset. O duyguyu hala hissediyor olabilmek bile bir mükafattı aslında. Gözlerinin içini parlatan güzellikler için savaşmamak ne büyük korkaklık? Gözlerinden anlaşılıyor her günün yorgunluğu.
Sensen eğer hayatının en görkemli direği; her daim dik tut başını, beklemez elin ilmeği.
Büşra Kartal