Yazılarımız
- Aygül Yıldırım Uzun
Ne Yazmak Kâr Etti, Ne Haykırmak
İki senedir dünya, canlı yayınlarla bir soykırıma şahitlik ediyor. Günün yirmi dört saatine yayılan zulmün görüntüleri, evlerimizin televizyon ekranlarında dönüp duruyor. Bizse kanalı değiştirerek kaçmaya çalışıyoruz. Sonra elimize telefonumuzu alıp “az uzaklaşayım, kafam dağılsın” diyerek ekran kaydırıyoruz ama yine aynı görüntüler… Kaçış yok! Tıpkı mahşerde huzura vardığımızda hesap vermekten kaçışın…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Erhan Çapraz
Zafer, beklemekle gelmez!
Ağustos ayı, necib Türk milleti için bir zafer ayıdır. Türkler, aynı zamanda kutlu Nebi’nin “Men sabera zafera” (Sabreden zafere ulaşır) hadis-i şerifine de mazhar olmuşlardır. Doğrudan bu hakikattan güç alan aziz milletimiz, “zafer-şiar” bir millet olmuştur. Yani zaferle sıfatlanmıştır. O yüzden zafer-yab olmak, bizim töremizde mevcuttur. Bu bağlamda Töreli büyük…
Devamını Oku » - Şeyma Süheyla Nur Cevher
Karmaşık İkilemler
Şeyma Süheyla Nur Cevher Eleştiri mutlak anlamda olumlu ya da mutlak anlamda olumsuz bir kavram değildir. Eleştiri doğru yapıldığında, yapıcı olduğunda işe yarar ve önemlidir. Tahrip eden bir eleştiri, güzel duyguları yitirmekten tutun, insanı ölüme bile sürükler. Çünkü eleştirilmek ile benlik (ego) algısı arasında bir irtibat vardır. Benlik algısını bu…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Erhan Çapraz
Hemşerim memleket nere?
Maalesef dûçar olduğumuz hastalıkların en başında gelenlerinden biri de hemşericiliktir. Elbette milli etçiliğin bir parçası olan bu hastalığın da Töreli cihetten halledilmesi elzemdir. Lisanımızda “hemşeri” veya “hemşehrî” şekillerinde kullanılan kelime (ﻫﻤﺸﻬﺮﻯ) i. Farsça hem- eki, şehr ve nispet eki -і‘nin kaynaşmasından müteşekkildir. Kubbealtı Lugatı’nda kelimenin ilk anlamı ise elbette bu…
Devamını Oku » - Mehlika Tuğba Türküm
BİR KALBİNİZ VARDIR
Bazı sözler vardır; yaz sineği gibi uyutmaz, hatta nereye konsa murdar eder, mide bulandırır. Bazıları ısırgan gibi dalar, bazıları da çalı dikeni gibi takıldın mı sökülür gidersin. Bazı sözler bir motif gibi ilmek ilmek dokunur içine. Bir binektir bazısı, dörtnala koşturur seni. Çiçek gibidir bazı sözler, kokusundan ayırt edilir… Yani…
Devamını Oku » - Aygül Yıldırım Uzun
Kayboluş Değil Vuslattır O
Yazmak ya da yazmamak… İşte bütün mesele bu. Shakespeare’in tiradını hatırlatan bu cümleyle başlıyorum yazıya. Bu bir giriş mi olacak, yoksa bir varış mı, bilemiyorum. Buna yazının sonunda karar vereceğiz. Uzun zamandır yazmıyorum. Kalem elimde değil, kelimeler dilimin ucundan atlayamıyor uçurumdan aşağıya… Veya sayfalara. Merak edip de “Niye yazmıyorsun?” diye…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Erhan Çapraz
Mikro milliyetçilikten makro milli etçiliğe…
Her türlü milli etçilik söz konusu olduğunda Töreli nizam dairesinde hepsinin “bir” ve “tek” olduğunu daha yazının hemen en başında ifade etmeliyim. Zira Rabbimiz, bizi herhangi bir milliyet nisbesine tâbi tutmadan, “O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır” (Alak, 2) buyurarak bize milli etin hakikatinin esasında sadece bir “nutfe”den ibaret…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Özgür Çark
Törenin Yitik Parçaları Ubûdiyetten Kopartılan Muâmelât III
İki asırdır pozitivizm, materyalizm ve kültürel emperyalizm eliyle Müslüman coğrafyanın çocuklarının algıları değiştirilmek, özgüvenleri yıkılmak için çok geniş çaplı bir ifsâd harekâtı düzenlenmektedir. Bu harekâtta büyük oranda başarılı olunmuş, fakat zor da olsa o fıtri, bütüncül, küllî yapıyı muhafaza edebilen, kendini koruyabilen temiz bir maya kalmıştır. O temiz maya tekrar…
Devamını Oku » - Prof. Dr. Cemal Abdullah Aydın
İki ‘Kral Faysal’
Geçen yüzyılda, biri Arap Yarımadası’nın kuzeyinde, diğeri Arabistan’ın kalbinde olmak üzere iki ‘Kral Faysal’ hüküm sürdü. İlki Irak’ın, diğeri Suudi Arabistan’ın kralıydı. Her ikisi de Osmanlı’nın yıkılmasından sonra toprakları üzerinde kurulmuş krallıklar… Irak krallığı kırk yılını tamamlayamadan yıkıldı. İki ‘Kral Faysal’ın bariz ortak özelliği belki ikisinin de öldürülmesiydi. Ancak dikkat…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Özgür Çark
Törenin Yitik Parçaları Ubûdiyetten Kopartılan Muâmelât II
Dün olduğu gibi bugünde İslâm âlemi siyâsî, ilmî, içtimâî, fikrî ve iktisâdî birtakım buhranlar yaşamaktadır. Yani bir medeniyet krizi… İlk kriz dönemleri İslâm toplumunun başka din, millet ve kültürler ile karşılaştığı dönemler olan 7. ve 8. Yüzyıllara rast gelirken, sonrasında yaşanan krizler ise Selçuklular döneminde yaşanan Bâtınî, Haçlı ve Moğol…
Devamını Oku » - Prof. Dr. Cemal Abdullah Aydın
SÖZ ÜZERİNE SÖZLER
SÖZ ÜZERİNE SÖZLER Cemal Abdullah AYDIN Söz Nedir söz? Kelam, kavil, lâkırdı… Boş olanı lâf. Konuşmak, söylemek, demek, anlatmak. Hepsi söz etmek. Hutbe de söz, nutuk da hitap da kitap da… Hatta her lafız ve her yazı… Bazen söylemesi kolay, bazen zor, bazen imkânsız… Bazen mecburiyet, ihtiyaç… Gizli kaldıkça sır……
Devamını Oku » - Doç. Dr. Erhan Çapraz
Viyana’da bulgura denk gelmek…
Viyana’da şinitzeli ile meşhur bir lokantanın yemek listesinde bizim “bulgur”a denk geldim. Yeşillik listesinde yer alan yemek, “Lugeck bowl” adını taşıyor. Yemek, bir kase içerisinde, bulgurlu yeşil kuşkonmaz, avokado, domates, manda mozzarellası ve tereden müteşekkil sunuluyor. Hatta listede yemeğin ızgara tavuklu Sezar salatası, romaine salatası, zeytin, Grana ve kruton; fırında…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Özgür Çark
Törenin Yitik Parçaları: Ubûdiyetten Kopartılan Muâmelât I
Töre bazı mahfiller tarafından sanki sadece bir bölgeye, tarihin bir kesitine, belli bir ırka veya sınırlı bir ideolojik düzleme aitmiş gibi sınırlandırılmaya, kısır ve dar bir çerçeveye sığdırılmaya çalışılıyor olsa da bu uğraşın komik ve beyhûde bir uğraş olduğunu biliyoruz. Sadece komik ve beyhûde değil aynı zamanda ifsâd edici, en…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Özgür Çark
Nadas Sonrası İlk Mahsul: Küllî Bir Sistem Olarak Töre
Uzun müddettir yazamıyorum. Yazmıyorum değil! Yazamıyorum. Bu hal ahir ömrümün şu ana kadar geçen kısmının belli dönemlerinde ara ara nüksetti. Yani ilk defa başıma gelen bir durum değil. Bu duruma, yani ya-za-ma-ma haline ilk kapıldığım zamanlarda çok korkmuştum. Tembelleştiğimi, atâlete kapıldığımı zannettim. Bir daha yazamayacağım diye çok tedirgin olduğumu hatırlıyorum.…
Devamını Oku » - Mustafa Süs
Musahabeci Dağlar (Şak Şık Şakayık)
Musahabeci Dağlar (Şak Şık Şakayık) Seksen 4 sene önce şak kelimesini biz kayısı meyvesini ikiye yarma olarak bilirdik. Şerh kelimesinin anlamını bilsek de genelde MGK bildirisinin altına konulan “çekince” cümlesi olarak zannederdik. Şık diye -bizim köylüler bilir- tarikata bağlı insana deriz biz. Asıl anlamının şeyh olduğunu yıllar sonra öğrendim ben.…
Devamını Oku » - Töreli Yazılar
Mütefekkir Mühendis Akif Emre Bey
Mütefekkir Mühendis Akif Emre Bey Orhan ALİMOĞLU Sabahaddin Zaim Hoca merhum, bir gazete yazısında Akif Emre için “müdekkik” sıfatını kullanmıştı. Biz de lügate bakıp “tetkik eden, inceden inceye araştıran” karşılığını okuyunca bu tavsifin Akif Bey’i tam tarif ettiğine kanaat getirmiştik. Ondan sonra yazılarını daha dikkatli okumaya başladık. Sadelik ve derinlik…
Devamını Oku » - Dr. Nuh Uçgan
Kelimelerin Mızraklı İlmihali
Dr. Nuh UÇGAN İlmihal kitaplarında namaza başlamadan önce necasetten ve hadesten taharetlenmemiz şart koşuluyor. Bedenimiz, kıyafetimiz ve mekânımız kirlerden temizlenmeden namaza duramıyoruz. Buna ilmihal kitaplarımız necasetten taharet diyor, yani hakiki necasetten temizlenme. Dahası bütün bunlar temiz olsa bile şayet abdestsiz isek, üzerimizde cünüplük, hayızlık ve nifas gibi haller varsa yine…
Devamını Oku » - Aygül Yıldırım Uzun
Tiyatro Dediler Destan Oldu
Bir tiyatro izliyorum şimdi. Televizyonum açık. Dokuz yıl önce, bugün… Tüm Türkiye’de sahnelenen bir oyun. Evet, kimileri böyle adlandırmıştı: “Bu bir darbe değil, bir tiyatrodur.” demişti birisi ve onun yancıları. Bunu söyleyen şahıs, o gece tankların arasından güvenle geçip karşısına kurulduğu televizyon ekranından kahvesini yudumlayarak, o “tiyatro eseri” dediği sözde…
Devamını Oku » - Doç. Dr. Erhan Çapraz
Gelir bir bir, gider bir bir; kalır Bir…
Gelir bir bir, gider bir bir; kalır Bir… Türkiye’de maalesef güya pozitivist görünen tamamen seküler bir bilim anlayışı hakim. Muhafazakâr çevreler de büyük ölçüde bunlara uymuş gözüküyor. Lâkin her ne hikmetse üniversitelerimizin dünyada esamisi pek okunmuyor. Ya gerçekten pozitivist ve seküler bir bilim yapılmıyor ya da yapılanlar sadece göz boyamak…
Devamını Oku » - Töreli Yazılar
Ashâb-ı Kehf’in Hâlleri
Ashâb-ı Kehf’in Hâlleri Arzu Bosnevi Yusuf Kıssası (ahsenu’l-kasas), İbrahim Ethem, Hz. Süleyman, Zülkarneyn, Hz. Peygamber’in gazaları gibi Kur’ân-ı Kerim kaynaklı hakkında müstakil eser yazılan mevzulardan biri de Ashâb-ı Kehf kıssasıdır. Divan Şiirinde Ashâb-ı Kehf ve Râşih’in Ashâb-ı Kehf Mesnevisi (Vasf-ı Ashâb-ı Kehf ü Na’t-ı Rakim), Hakan Yekbaş Hoca tarafından hazırlanmış…
Devamını Oku »